Manda’nın yuva yaptığı söğüt dalının peşindeyim.
Yavrusuna ne olduğunu pek iplemeyecek kadar da keyifliyim.
Dokuz sekizlik çalıyor içim “Mastika”nın kölesiyim.
On iki sene olmuş size yazalı,
Daha bir kere mutluluktan kelebek kondurduğum satır görmemişim.
“Görmemişin seçimi bitmiş tutmuş kendini kaybetmiş” diyebilirsiniz.
Diyin anasını satayım!
Bahar geldi ya!
Benim dallarımda ne ararsanız var,
Allah sizi inandırsın bir yanımdan narenciye diğer yanımdan erguvan filan fışkırıyor.
Ciğerlerimde hava olduğunu hissettim çoook yıllardan sonra...
“Umut” var dedim ya!
Ölmedik lan biz dedim!
Gözüm doldu…
Ya tamam hatta biraz da ağladım belki ama,
Bu sefer sevinçtendi.
Doğup büyüdüğüm İstanbul’u düşündüm,
Yıllarımı geçirdiğim Antalya’yı,
Atamın yattığı Ankara’yı.
İçim rahat etti...
Siz bilir misiniz?
O iç rahatlığının dünyada benim ve bizim gibiler için ederini?
Bildiğinizi gördüm ben.
Sizi ne çok sevdiğimi anlatamam.
Yazarken bile salya sümüğüm şu an!
“Mastika” dokuz sekizlik miydi arkadaşlar?
Yeminle halay başı olasım var!
“Kızılcıklar oldu mu?” diye size sorasım var?
“Ayva çiçek açmış” Bu Şahane haber.
“Çay elinden ötesine” de gidecek bahar biraz sabır gençler!