Bodrum Masalı, Kara Yazı, Cennetin Gözyaşları, Kimse Bilmez ve Gençliğim Eyvah dizilerinin her birinde enerjisiyle ekranda parlayan Zehra Yılmaz ile çekim günü buluştuğumda neden onu izlemeyi sevdiğimi bir kez daha anladım; abartıdan uzak, doğal, güzel ve içten biri o. Bunu da canlandırdığı tüm karakterlerine yansıtıyor. Belki de ruhundan üflediği en önemli özellik bu. Daha fazla güzelleme yapmadan Zehra’yla sizi baş başa bırakıyorum.
Hikayen nasıl başlıyor, Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan yolculuğundan bahseder misin?
Ben aslen Mersin Anamurluyum, 5 yaşıma kadar Anamur’da büyüdüm, babamın işi sebebiyle ailece Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye taşındık. Çok küçük yaşta taşındığımız için adapte olmakta hiç zorlanmadım. Zaten kültürlerimiz birbirine çok yakın. Ama üniversiteyi İstanbul’da okumak benim için hep daha cazipti, hikayemde böyle başladı diyebiliriz. 17 yaşında üniversite okumak için İstanbul’a taşındım ve Marmara Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünü bitirdim. Üniversite ile beraber oyunculuk eğitimlerime hiç ara vermeden devam ettim ve karşınızdayım.
Oyunculuk nasıl girdi kanına?
Bunu nasıl en doğru şekilde ifade ederim bilemiyorum; ama tam anlamıyla kendimi keşfetmeye, tanımaya başladığımdan beri hayatı hep bir tiyatro ve gösteri sahnesi gibi gördüm. Hayal dünyam hep genişti. Günlük hayatımda televizyonda izlediğim karakterleri canlandırırdım veya karakterini ilginç bulduğum insanların taklidini yapardım. Aslında uzun lafın kısası, çocukken sorulan “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusunun cevabı bende hiç değişmedi.
Sektöre ilk girdiğin dönemde aklında nasıl bir başarı hayali vardı? Şimdi dönüp baktığında kendini bu hayalin neresinde görüyorsun?
Ben her zaman sevdiği işi yapmanın insanı başarıya ulaştıracağına inandım. O yüzden işimle ilgili hayallerim ve hedeflerim sonsuz. Her zaman daha iyisini yapabileceğime inanıyorum ve bunun için kendimi her zaman geliştirip yeniliklere ve eleştirilere açık tutuyorum. Biliyorum ki yolum uzun, engebeli belki önümde çok dik yokuşlar var ama attığım adımların beni istediğim noktaya ulaştıracağına eminim.
Bu zorlu arenada rakiplerinden sıyrılıp, seni başrollere taşıyan ne oldu? Güzellik mi yetenek mi?
Başrol verilmez alınırmış ben bunu öğrendim. Eğer size teslim edilen karakterin hakkını verirseniz işin başrolü siz olursunuz.
Güzellik belki size ilk adımı attırır ama yetenek kalıcı olmanızı sağlar.
Gelen projeleri nasıl değerlendiriyorsun? “Bu benim için doğru iştir” dediğin proje hangi temeller üzerinde olmalı?
Tabi ki bir işi tercih ederken önce senaryodan etkilenmem lazım. Ben önce senaryoyu analiz ederim. Daha sonra oynayacağım karakterin derinliği ile ilgilenirim. Aslına bakarsanız çoğunlukla da hislerime güvenirim. Eğer duygusal bir bağ kurabilirsem o iş bende :)
Canlandırdığın hangi karakter kariyerinde kırılma noktası oldu?
Cennetin Gözyaşları “Melisa” karakteri benim için kırılma noktasıdır. Melisa bana çok şey öğretti onunla o kadar çok şey olduk ki, çocuk olduk, büyük olduk, aşık olduk, yenildik, düştük, kalktık ve sonunda öğrendik.
En çok nasıl bir karaktere hayat vermek istersin?
Ben oyuncu olarak birçok karaktere hayat vermek isterim. Bence bir oyuncu en çok tecrübe etmediği karakterleri oynamak ister. Benim daha yolum uzun umarım bol tecrübeli olur yolum.
Sette çalışırken kırmızıçizgilerin var mı? Ne olursa tahammülünü zorlar ve sinirlenirsin?
Saygısızlığa tahammülüm yok ne sette, ne dışarda. Saygı benim için kırmızıçizgi...
Şöhretin senin için anlamını sorsam...
Bence şöhret büyük bir sorumluluk, tanınmış biri olmak hayatın birçok alanında kusursuz olmayı gerektiriyor.
Ünlü olmak ile ilgili seni şaşırtan, kabul etmekte zorlandığın, idare etmeye çalıştığın şeyler var mı?
Zorlandığım yönleri yok ama şaşırtan tarafları tabi ki var. Mesela hiç tanımadığınız birinin sizi sadece televizyonda izleyip kendi ailesinden biri gibi görmeye başlaması, sizinle üzülüp, sizinle sevinmesi durumu ilk başlarda çok şaşırtıyordu ama alıştım artık.
Duygu Asena’nın bir sözü var: “Yaşam sürekli değişen, benzerlikleri olabilen ama yinelenmeyen bir tiyatro sahnesi.” Senin yaşam ve tiyatro sahnesini birleştirdiğin cümlelerin var mı?
“Aktörlerin bir tür saldırganlığa, bir tür iç güce ihtiyacı var. Sadece tek taraflı, tatlı, güzel, iyi olma. Ortalama olmaktan kurtul. İçindeki katili bul.” Stella Adler
“Bütün dünya bir sahne” William Shakespeare
Gerçekçi misin yoksa her akşam hayallerini başucuna koyanlardan mısın?
Ben hayallerine sarılıp uyuyanlardanım. Çocukluğumdan beri böyleydi hep hayallerimle uyurdum hala da değişmedi. Hayal gücüm olmadan ben ben olamam.
Keşkelerin var mı?
Keşkelerim yok, çünkü bence yapıp pişman olmak keşke demekten iyidir. Çünkü pişman olduğunuzda emin olur ve tekrarlamazsınız. Ama 'keşke' öyle değildir iki ara bir deredir, tamamlanmamış bir cümledir. Pişman olun yaptığınız için ama yapmadıklarınız için keşke demeyin. Pişman olmak kendini tanımak, keşke ise hiç bilmemektir. Pişmanlık geçer ama keşke hiç geçmeyendir.
Ben seni beş kelimeyle güzel, zeki, olgun, esprili ve samimi olarak tanımlarım. Sen kendini beş kelimeyle nasıl tanımlarsın?
Duygusal, vicdanlı, merhametli, disiplinli ve çok çalışkan biriyim.
Set dışındaki bir günün genellikle nasıl geçer?
Ben erken kalkan biriyim, günü dolu dolu yaşamayı çok severim, sabah kalkıp kendime çok güzel bir kahvaltı hazırlarım, sporumu yapıp soluğu arkadaşlarımın yanında alırım.
Sosyal medyayı aktif kullanıyor musun?
Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorum. Keyif aldığım güzel anılarımı paylaşmayı çok seviyorum. Sosyal medyanın olumsuz yönlerinin de konuşulduğu bu dönemlerde ben de tabi ki kararında kullanmanın gerekli olduğuna inanıyorum.
Zaman zaman olumsuz yorumlarla karşılaşıyor musun? Öyle zamanlarda bu, psikolojine nasıl yansıyor?
Ben herkesin fikrine saygı duyuyorum, ama hareket boyutunda olmadığı sürece. Yapılan olumsuz yorumlar ve eleştiriler beni kötü yönde etkilemiyor aksine mantıklı bulduklarımı değerlendiriyorum.
Fanların en çok ne soruyor sana?
Bana sorulan en popüler soru kirpiklerimle ilgili. Maskaramın markası ve kirpiklerimin gerçek olup olmadığı en çok sorulan sorular arasında. Ve tabi ki yeni proje ne zaman sorusu da çok soruluyor.
Sen nasıl hesapları takip etmekten hoşlanıyorsun?
Sosyal medyada çoğunlukla tanıdığım kişileri takip ediyorum. Bunun dışında uluslararası tasarımcıların hesapları da ilgi alanım içinde.
Bir dönem aktif olarak tenis oynamışsın, şimdilerde sporla aran nasıl?
İmkanım olsa tüm spor dallarını denemek isterim. Spor benim hayatımda önemli bir yer tutuyor. Şimdilerde biniciliğe merak sardım. Çok büyük keyif alıyorum, yakın zamanda beni yarışlarda görürseniz şaşırmayın :)
Modayı takip ediyor musun? Günlük hayatta nasıl bir tarzın var?
Modayı yakından takip ediyorum bunda stylist kız kardeşimin de payı büyük, ama sırf moda olduğu için bir şey almam. Ben zamansız parçalar almayı severim. Günlük hayatta spor şıklıktan yanayım. Jean vazgeçilmezlerimden.
Herkes aşkı kendine göre tanımlar, senin için aşkın tanımını sorsam...
Bence aşk beynin yarattığı bir ilüzyon. Gerçekten var diyemem zamanla kayboluyor, gerçekten yok da diyemem, güzel anlar yaşatıyor.
İlişkiler evlilikler neden artık uzun ömürlü olamıyor, nerede bozuluyor büyü?
Sanırım yeni neslin tahammülü bir önceki nesillere göre daha az. Artık herkes daha bireysel odaklı bir hayatı benimsemiş durumda, biz olabilmek zor geliyor.
Pandemi süreci hepimizin hayatını değiştirdi. Karantina günlerinden en çok ne öğrendin?
Pandemi süreci hayatımızdaki koşturmacaya bir dur dedi ve kendimizi dinlememize imkan sağladı. Sevdiklerimizi görememek ve onlar için endişelenmek aslında.
Üzerinde görüştüğün yeni bir proje var mı?
Bir sinema ve bir dizi projesi görüşmem var umarım en kısa zamanda güzel bir buluşma yaşayacağız.
Ayakları üzerinde durabilen başarılı bir genç kadın olarak, hayalleri için adım atmak isteyip de cesaret edemeyen diğer kadınlara vermek istediğin mesaj var mı?
Denemekten asla vazgeçmesinler, başarıya giden yolda edinilecek tecrübeler çok değerlidir. Önümüze çıkan engeller bizi hem daha güçlü kılar hem de kalıcı başarı elde etmemizi sağlar. Yani emek olmadan yemek olmuyor demek çok doğru olur. Ve tabi ki şanslarına her zaman güvensinler. Hayata yeni ve güzel bir şey getirmek hep sancılıdır tıpkı doğum gibi ama tüm o sancıların sonunda mükemmel bir şeye sahip olursunuz.
“Bir gün mutlaka gerçekleştirmek istiyorum” dediğin neler var?
Gezmeyi çok seviyorum, dünyada ayak basılmadık yer bırakmamak en çok gerçekleştirmek istediğim hayalim.
*Tek başına en çok ne yapmaktan keyif alırsın?
Meditasyon
*En büyük sevgi göstergesi...
Şefkat..
*Şu ana kadar aldığın en iyi tavsiye...
Nereye gittiğine değil, nasıl gittiğine bak...
*En son okuduğun kitap:
Gülseren Budayıcıoğlu “ Kral Kaybederse “
*En çok kullandığın kelime:
Hayırlısı…
*Tüm zamanların en iyi filmi:
Kadın Kokusu...
*Son zamanlarda seni en çok etkileyen film:
Platform…
*Sevdiğin ve takip ettiğin diziler:
Yerli dizilerden “Kırmızı Oda”yı takip ediyorum.
Yabancı dizilerden sevdiklerim “La Chias Del Cable” , “Anne with E “
*Son zamanlarda en çok dinlediğin müzisyen / şarkı:
Son zamanlarımın değil tüm zamanlarımın liste başı Sezen Aksu’dur. Bu aralar ondan “ Kendimce” yi çok dinliyorum
*Her dinlediğinde sana güzel şeyler hatırlatan bir şarkı...
Sezen Aksu “Kutlama”
*Hayat motton...
Her şey olması gereken zamanda, tam olması gerektiği gibi olur. Bir şey planladığınız gibi gitmiyorsa ya zaman yanlıştır ya da eylem.
Hazırlayan: Zişan Seçkin
Fotoğraf: Ogan Uğur
Staylist: Irmak Özdener
Makyaj: Cüneyt Seven
Saç: Sabit Akkaya
Saç Asistanı: Sinan Çelikbaş
Videographer: Mertcan Sarı
Kreatif Direktör: Ataberk Konucu
Işık Şefi: Alperen Kartaltürk
Mekan: Dedeman Bostancı Hotel
Hikayen nasıl başlıyor, Azerbaycan’dan Türkiye’ye uzanan yolculuğundan bahseder misin?
Ben aslen Mersin Anamurluyum, 5 yaşıma kadar Anamur’da büyüdüm, babamın işi sebebiyle ailece Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye taşındık. Çok küçük yaşta taşındığımız için adapte olmakta hiç zorlanmadım. Zaten kültürlerimiz birbirine çok yakın. Ama üniversiteyi İstanbul’da okumak benim için hep daha cazipti, hikayemde böyle başladı diyebiliriz. 17 yaşında üniversite okumak için İstanbul’a taşındım ve Marmara Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünü bitirdim. Üniversite ile beraber oyunculuk eğitimlerime hiç ara vermeden devam ettim ve karşınızdayım.
Oyunculuk nasıl girdi kanına?
Bunu nasıl en doğru şekilde ifade ederim bilemiyorum; ama tam anlamıyla kendimi keşfetmeye, tanımaya başladığımdan beri hayatı hep bir tiyatro ve gösteri sahnesi gibi gördüm. Hayal dünyam hep genişti. Günlük hayatımda televizyonda izlediğim karakterleri canlandırırdım veya karakterini ilginç bulduğum insanların taklidini yapardım. Aslında uzun lafın kısası, çocukken sorulan “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusunun cevabı bende hiç değişmedi.
Sektöre ilk girdiğin dönemde aklında nasıl bir başarı hayali vardı? Şimdi dönüp baktığında kendini bu hayalin neresinde görüyorsun?
Ben her zaman sevdiği işi yapmanın insanı başarıya ulaştıracağına inandım. O yüzden işimle ilgili hayallerim ve hedeflerim sonsuz. Her zaman daha iyisini yapabileceğime inanıyorum ve bunun için kendimi her zaman geliştirip yeniliklere ve eleştirilere açık tutuyorum. Biliyorum ki yolum uzun, engebeli belki önümde çok dik yokuşlar var ama attığım adımların beni istediğim noktaya ulaştıracağına eminim.
Bu zorlu arenada rakiplerinden sıyrılıp, seni başrollere taşıyan ne oldu? Güzellik mi yetenek mi?
Başrol verilmez alınırmış ben bunu öğrendim. Eğer size teslim edilen karakterin hakkını verirseniz işin başrolü siz olursunuz.
Güzellik belki size ilk adımı attırır ama yetenek kalıcı olmanızı sağlar.
Gelen projeleri nasıl değerlendiriyorsun? “Bu benim için doğru iştir” dediğin proje hangi temeller üzerinde olmalı?
Tabi ki bir işi tercih ederken önce senaryodan etkilenmem lazım. Ben önce senaryoyu analiz ederim. Daha sonra oynayacağım karakterin derinliği ile ilgilenirim. Aslına bakarsanız çoğunlukla da hislerime güvenirim. Eğer duygusal bir bağ kurabilirsem o iş bende :)
Canlandırdığın hangi karakter kariyerinde kırılma noktası oldu?
Cennetin Gözyaşları “Melisa” karakteri benim için kırılma noktasıdır. Melisa bana çok şey öğretti onunla o kadar çok şey olduk ki, çocuk olduk, büyük olduk, aşık olduk, yenildik, düştük, kalktık ve sonunda öğrendik.
En çok nasıl bir karaktere hayat vermek istersin?
Ben oyuncu olarak birçok karaktere hayat vermek isterim. Bence bir oyuncu en çok tecrübe etmediği karakterleri oynamak ister. Benim daha yolum uzun umarım bol tecrübeli olur yolum.
Sette çalışırken kırmızıçizgilerin var mı? Ne olursa tahammülünü zorlar ve sinirlenirsin?
Saygısızlığa tahammülüm yok ne sette, ne dışarda. Saygı benim için kırmızıçizgi...
Şöhretin senin için anlamını sorsam...
Bence şöhret büyük bir sorumluluk, tanınmış biri olmak hayatın birçok alanında kusursuz olmayı gerektiriyor.
Ünlü olmak ile ilgili seni şaşırtan, kabul etmekte zorlandığın, idare etmeye çalıştığın şeyler var mı?
Zorlandığım yönleri yok ama şaşırtan tarafları tabi ki var. Mesela hiç tanımadığınız birinin sizi sadece televizyonda izleyip kendi ailesinden biri gibi görmeye başlaması, sizinle üzülüp, sizinle sevinmesi durumu ilk başlarda çok şaşırtıyordu ama alıştım artık.
Duygu Asena’nın bir sözü var: “Yaşam sürekli değişen, benzerlikleri olabilen ama yinelenmeyen bir tiyatro sahnesi.” Senin yaşam ve tiyatro sahnesini birleştirdiğin cümlelerin var mı?
“Aktörlerin bir tür saldırganlığa, bir tür iç güce ihtiyacı var. Sadece tek taraflı, tatlı, güzel, iyi olma. Ortalama olmaktan kurtul. İçindeki katili bul.” Stella Adler
“Bütün dünya bir sahne” William Shakespeare
Gerçekçi misin yoksa her akşam hayallerini başucuna koyanlardan mısın?
Ben hayallerine sarılıp uyuyanlardanım. Çocukluğumdan beri böyleydi hep hayallerimle uyurdum hala da değişmedi. Hayal gücüm olmadan ben ben olamam.
Keşkelerin var mı?
Keşkelerim yok, çünkü bence yapıp pişman olmak keşke demekten iyidir. Çünkü pişman olduğunuzda emin olur ve tekrarlamazsınız. Ama 'keşke' öyle değildir iki ara bir deredir, tamamlanmamış bir cümledir. Pişman olun yaptığınız için ama yapmadıklarınız için keşke demeyin. Pişman olmak kendini tanımak, keşke ise hiç bilmemektir. Pişmanlık geçer ama keşke hiç geçmeyendir.
Ben seni beş kelimeyle güzel, zeki, olgun, esprili ve samimi olarak tanımlarım. Sen kendini beş kelimeyle nasıl tanımlarsın?
Duygusal, vicdanlı, merhametli, disiplinli ve çok çalışkan biriyim.
Set dışındaki bir günün genellikle nasıl geçer?
Ben erken kalkan biriyim, günü dolu dolu yaşamayı çok severim, sabah kalkıp kendime çok güzel bir kahvaltı hazırlarım, sporumu yapıp soluğu arkadaşlarımın yanında alırım.
Sosyal medyayı aktif kullanıyor musun?
Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorum. Keyif aldığım güzel anılarımı paylaşmayı çok seviyorum. Sosyal medyanın olumsuz yönlerinin de konuşulduğu bu dönemlerde ben de tabi ki kararında kullanmanın gerekli olduğuna inanıyorum.
Zaman zaman olumsuz yorumlarla karşılaşıyor musun? Öyle zamanlarda bu, psikolojine nasıl yansıyor?
Ben herkesin fikrine saygı duyuyorum, ama hareket boyutunda olmadığı sürece. Yapılan olumsuz yorumlar ve eleştiriler beni kötü yönde etkilemiyor aksine mantıklı bulduklarımı değerlendiriyorum.
Fanların en çok ne soruyor sana?
Bana sorulan en popüler soru kirpiklerimle ilgili. Maskaramın markası ve kirpiklerimin gerçek olup olmadığı en çok sorulan sorular arasında. Ve tabi ki yeni proje ne zaman sorusu da çok soruluyor.
Sen nasıl hesapları takip etmekten hoşlanıyorsun?
Sosyal medyada çoğunlukla tanıdığım kişileri takip ediyorum. Bunun dışında uluslararası tasarımcıların hesapları da ilgi alanım içinde.
Bir dönem aktif olarak tenis oynamışsın, şimdilerde sporla aran nasıl?
İmkanım olsa tüm spor dallarını denemek isterim. Spor benim hayatımda önemli bir yer tutuyor. Şimdilerde biniciliğe merak sardım. Çok büyük keyif alıyorum, yakın zamanda beni yarışlarda görürseniz şaşırmayın :)
Modayı takip ediyor musun? Günlük hayatta nasıl bir tarzın var?
Modayı yakından takip ediyorum bunda stylist kız kardeşimin de payı büyük, ama sırf moda olduğu için bir şey almam. Ben zamansız parçalar almayı severim. Günlük hayatta spor şıklıktan yanayım. Jean vazgeçilmezlerimden.
Herkes aşkı kendine göre tanımlar, senin için aşkın tanımını sorsam...
Bence aşk beynin yarattığı bir ilüzyon. Gerçekten var diyemem zamanla kayboluyor, gerçekten yok da diyemem, güzel anlar yaşatıyor.
İlişkiler evlilikler neden artık uzun ömürlü olamıyor, nerede bozuluyor büyü?
Sanırım yeni neslin tahammülü bir önceki nesillere göre daha az. Artık herkes daha bireysel odaklı bir hayatı benimsemiş durumda, biz olabilmek zor geliyor.
Pandemi süreci hepimizin hayatını değiştirdi. Karantina günlerinden en çok ne öğrendin?
Pandemi süreci hayatımızdaki koşturmacaya bir dur dedi ve kendimizi dinlememize imkan sağladı. Sevdiklerimizi görememek ve onlar için endişelenmek aslında.
Üzerinde görüştüğün yeni bir proje var mı?
Bir sinema ve bir dizi projesi görüşmem var umarım en kısa zamanda güzel bir buluşma yaşayacağız.
Ayakları üzerinde durabilen başarılı bir genç kadın olarak, hayalleri için adım atmak isteyip de cesaret edemeyen diğer kadınlara vermek istediğin mesaj var mı?
Denemekten asla vazgeçmesinler, başarıya giden yolda edinilecek tecrübeler çok değerlidir. Önümüze çıkan engeller bizi hem daha güçlü kılar hem de kalıcı başarı elde etmemizi sağlar. Yani emek olmadan yemek olmuyor demek çok doğru olur. Ve tabi ki şanslarına her zaman güvensinler. Hayata yeni ve güzel bir şey getirmek hep sancılıdır tıpkı doğum gibi ama tüm o sancıların sonunda mükemmel bir şeye sahip olursunuz.
“Bir gün mutlaka gerçekleştirmek istiyorum” dediğin neler var?
Gezmeyi çok seviyorum, dünyada ayak basılmadık yer bırakmamak en çok gerçekleştirmek istediğim hayalim.
*Tek başına en çok ne yapmaktan keyif alırsın?
Meditasyon
*En büyük sevgi göstergesi...
Şefkat..
*Şu ana kadar aldığın en iyi tavsiye...
Nereye gittiğine değil, nasıl gittiğine bak...
*En son okuduğun kitap:
Gülseren Budayıcıoğlu “ Kral Kaybederse “
*En çok kullandığın kelime:
Hayırlısı…
*Tüm zamanların en iyi filmi:
Kadın Kokusu...
*Son zamanlarda seni en çok etkileyen film:
Platform…
*Sevdiğin ve takip ettiğin diziler:
Yerli dizilerden “Kırmızı Oda”yı takip ediyorum.
Yabancı dizilerden sevdiklerim “La Chias Del Cable” , “Anne with E “
*Son zamanlarda en çok dinlediğin müzisyen / şarkı:
Son zamanlarımın değil tüm zamanlarımın liste başı Sezen Aksu’dur. Bu aralar ondan “ Kendimce” yi çok dinliyorum
*Her dinlediğinde sana güzel şeyler hatırlatan bir şarkı...
Sezen Aksu “Kutlama”
*Hayat motton...
Her şey olması gereken zamanda, tam olması gerektiği gibi olur. Bir şey planladığınız gibi gitmiyorsa ya zaman yanlıştır ya da eylem.
Hazırlayan: Zişan Seçkin
Fotoğraf: Ogan Uğur
Staylist: Irmak Özdener
Makyaj: Cüneyt Seven
Saç: Sabit Akkaya
Saç Asistanı: Sinan Çelikbaş
Videographer: Mertcan Sarı
Kreatif Direktör: Ataberk Konucu
Işık Şefi: Alperen Kartaltürk
Mekan: Dedeman Bostancı Hotel