Gökçe Akyıldız… O kadar naif ki... Onu duymak, anlamak ve daha yakından tanımak için önce dinlemek gerek. Çok küçük yaşlardan itibaren doğru ve emin adımlarla oyunculuk kulvarında ilerleyerek kendine güçlü bir yer edinen Gökçe Akyıldız, yaptığı işe ve oğlu Ömer’le kurduğu dünyasına tüm kalbiyle odaklanmış durumda. Biz de onun kalbinin tam attığı yerden başlıyoruz sohbete… Sizler için sevgili Zişan Seçkin soruyor Gökçe Akyıldız ise samimi cevaplar veriyor.
Çok küçük yaşlarda kamerayla, monitörle ve ekranlarla tanışıyorsun. Biraz o süreçten bahseder misin?
Benim için farklı bir deneyimdi diyebiliriz. Yaşıtlarıma göre oyunlar ve derslerin yanında çalışma hayatını da deneyimliyordum bir yandan. Erken yaşta sorumluluk sahibi bilincimi oluşturdu. Arkadaşlarımla daha az vakit geçirdim ama hayata dair daha çok şey öğrendim erken yaşta.
Sonrasında birçok reklam filminde ve dizilerde oynamışsın.
Tek hayalim oyuncu olmaktı ve bu hayali gerçekleştirebilmek için büyük bir heyecanla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum. Bu heyecanımın karşılığını pek çok işte oynayarak aldım.
Bu kadar erken bir kariyer yolculuğu sana neler kazandırdı?
Empati yeteneğimi geliştirdi, farklı insanlarla tanışmak kültürel anlamda vizyonumu etkiledi. Başarılı insanları görmek başarıya olan tutkumu geliştirdi. Hayattan ne istediğim ve hayata karşı bakış açım erken yaşta şekillendi. Yaşıtlarıma göre bir tık daha erken olgunluk kattığını düşünüyorum.
Oyunculukta hayal ettiğin yer neresi; şu an o yere ne kadar yakınsın?
Her zaman kendi oynadığım rolün daha iyisini oynayabilmek oyunculukta benim hayalim. O yere her zaman hem çok yakın hem de hiçbir zaman yakın olamayacağım yani. Kendimi sürekli geliştirebilmem ve oyunculuğa olan hayranlığımı daima besleyebilmem için kurduğum bu hayal bana her zaman yardımcı oldu.
Konservatuar mezunusun, iyi bir oyuncu olmanın kodları var mı?
Hayat zaten bir matematik ve her şeyin bir kodu var bence. Oyunculuk için en büyük kodlar, role derinden duyulan empati, role inanman, kendinden bir parça ile özdeşleştirebilmen ve rolü o an iliklerine kadar olduğun roldeki karakter olarak yaşayabilmen.
Kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan “Kırgın Çiçekler” dizisini kabul etmendeki en büyük etken neydi?
Songül karakterinin güçlü duruşuydu. Kendimi güçlü bir kadın olarak tanımlayabilirim. Bu yüzden Songül’ün başına gelenlere rağmen güçlü durmaya çalışması ve zorlukların üstesinden gelebilme gücünü içinde taşıması benim için büyük bir etkendi.
Canlandırdığın “Songül“ karakteri sana ne kattı?
Songül bana yaşanılan zorluk ne olursa olsun ayakta durabilmenin ve hayatta her zaman yaşadığından daha kötü durumlarla karşılaşılabileceği için içinde bulunduğun duruma şükrederek anı yaşayabilmenin güzelliğini öğretti.
İçinde olmayı çok istediğin bir proje ve rol almak istediğin bir isim var mı?
Aksiyon yapımlarından herhangi birinde yer almayı çok isterim aslında. Her oyuncu farklı bir bakış açısı kattığı için benden daha deneyimli tüm oyuncularımızla aynı projelerde yer almak isterim.
Sektöre ara verdiğin bu son dönemde dijital platformda da çok başarılı işler yapılıyor. Teklif gelirse değerlendirmek ister misin?
Tabii ki isterim. Çok başarılı projeler yapılıyor. Çok güzel senaryolar, oyunculuklar izliyoruz. Ülkem için çok mutluyum bu anlamda. Dijital platformda ayrı bir izleyici kitlesi mevcut. Oradaki kitle ile de tanışmayı çok isterim.
Seni ne zaman yeniden ekranda izleyeceğiz? Yeni bir proje var mı?
Yeni projeler var. Görüşmeleri ve değerlendirmeleri yapıyoruz. İnşallah bu dönem içerisinde benimle özdeşleşen rollerle ekranda olmayı düşünüyorum.
Şöhretin senin için anlamı ne? Tanınırlık hayatına ne kattı?
Şöhretin anlamı tanımadığın insanların kalbine dokunmaktır. Tanınır olmak hiç gidemeyeceğim belki de göremeyeceğim yerlerde oturan insanlarla bile bir sevgi bağı kurabilmeyi öğretti bana. Ve bu duygu gerçekten çok eşsiz…
Kendini google’lıyor musun? Google'da hakkında doğru bilinen yanlışlar var mı, varsa neler?
Kendimi google’lamadım çünkü kendimle ilgili merak ettiğim her şeyi biliyorum :) İnstagram üzerinden adıma yapılan editleri izlemek çok daha ilgimi çekiyor.
Sosyal medya takipçilerinle aranın gayet iyi olduğunu görüyorum. Hem mesafeli, hem ulaşılabilir, hem de nezaketli bir imaj çizdiğin kesin. Oradaki sınır nedir sence?
Sınırım gerçek iletişim. İnsanlarla gerçek hayatta olduğu gibi saygı çerçevesinde doğru iletişim kurmaya çalışıyorum. Karşı tarafı hem dinliyorum hem de fikirlerine saygı duyuyorum. İletişim karşılıklı alınıp verilen bir olgudur. Ben saygı ve sevgi ile gidiyorum. Onlar da bana aynen o şekilde geliyorlar.
Bireysel sınırların olarak tanımlayabileceğin, söz konusu onlar olduğunda asla taviz vermeyeceğin karakteristik özelliklerin var mı?
Saygısızlığa taviz vermem. Saygısızlık olan yerde ben yokum. İnsanların birbirlerinin hayatına ve fikrine saygı duyması gerektiğini her zaman savunurum. Sınırlar ve bu sınırlara uymak önemlidir.
Oyunculuk yapan bir kadın için; hala çok dar bir kariyer yörüngesi var. Sadece bizde değil, yurt dışında da böyle. Popüler kültürün güzellik algısına uymak, yaş, medeni durum, anne olup olmaması bile kariyerini etkiliyor maalesef. Bu dar bakışa sahip bir otoriteyi nasıl değerlendiriyorsun?
Maalesef bu durum çok üzücü. Toplumun her alanında kadının başarısına engel olmaya çalışan bir kitle var. Kafa yapısı ve zihniyet değişmediği sürece kadının başarılarına engel olmak isteyen pek çok kişi ve sebep olacaktır. Gerçek ışığı göremeyen ve hayatının amacını kavrayamayan kişilerin bu bakış açısına sahip olduğunu düşünüyorum.
Gerçekleşmesi için çok çaba sarf ettiğin, hayaller kurduğun; ancak gerçek olduğu an, beklediğin etkiyi yaratmayan bir arzun oldu mu bugüne dek?
Hayır. Ben çok şükürcü bir insanımdır. Gerçekleşmesini istediğim bir şey olduysa buna şükreder ve bununla mutlu olurum. Arzular bir anda kaybedilmez. Beni hayalime götüren arzuyu, hayalime kavuşunca zaten ben serbest bırakırım.
Hayattaki en büyük ilham kaynakların, seni motive eden şeyler neler?
Öncelikle kendim sonra oğlum, ailem ve sevenlerim. Kendi kendimi motive etmeyi başaran bir insanım. İç sesim daima beni motive eder ve güçlü hissettirir. Kendimden aldığım ve etrafımdan aldığım güçle beraber çabucak motive olabiliyorum.
“İşte yaşamak bu” dediğin anlarda genellikle nerede ve ne yapıyor olursun?
Deniz kenarında bir şezlongda uzanmış oğlumun kumdan kalesini yaparken çıkarttığı gülücükleri dinleyip en sevdiğim içeceği yudumlarken işte yaşamak bu diyorum. Deniz kenarını çok sevdiğim için huzurlu anlarım genelde deniz kenarında oluyor.
Üç yıl önce anne oldun, Ömer’le neler yaparsınız? Anne olmak nasıl bir duygu?
Ömer aynı zamanda benim en yakın arkadaşım. Vaktimizin çoğunu beraber geçiriyoruz. Ömer’in genelde bol aktiviteli bir gün geçirmesi için elimden geleni yapıyorum. Çiftlik hayvanlarına ayrı bir ilgisi var. İmkânlar dâhilinde at binmeye gidiyoruz. Evde her zaman müzik açıktır ve dans etmek ikimizin hayatının bir parçasıdır. Belki de bu yüzden ikimiz de hayata pozitif bakmayı başarabiliyoruz. Anne olmak tarifi olmayan insana farklı bir yön ve yol veren, dönüştüren, hayat ağacınıza farklı meyveler koyabileceğiniz bambaşka bir duygu.
Spor ve sağlıklı beslenmeyle aran nasıl? Özel olarak uyguladığın bir beslenme çeşidi ya da spor programı var mı?
Dengeli ve sağlıklı beslenmek benim için önemlidir. Gün içerisinde su içmeyi asla ihmal etmem. Cildimin pürüzsüzlüğünü çok su içmeye borçluyum da diyebilirim. Zor durumda kalmadıkça sabah kahvaltısını atlamam. Öğünlerim az, sık ve sağlıklıdır. Ara sıra kaçamaklarım olsa da doğal besinler tüketmeyi tercih ederim. Evde kendi kendime pilates yapıyorum. Yürümeyi çok sevdiğim için fırsat buldukça yürüyüş yaparak hareket halinde kalmayı başarıyorum. Bir de tenis oynamaya başladım. Tabii daha çok yeniyim bu sporda.
Tarzını nasıl tanımlarsın? Kıyafet seçimi yaparken en çok neye dikkat edersin?
Spor ama şık olmaya özen gösteririm. İçimden geldiği ve kendimi nasıl hissettiğimle alakalı olarak giyinirim. Kıyafet seçimi yaparken en çok o gün ki ruh halimi yansıtacak parçalar seçmeye çalışırım. Hem içim hem dışım özdeşleşince kendimi daha rahat ifade edebilirim böylece.
Herkes aşkı kendine göre tanımlar, senin için aşkın tanımını sorsam...
Aşkın tanımı klişe olacak ama saygı, sevgi, şefkat ve tutkunun harmanlanmış bütünüdür benim için. Manevi ve özel bir şeydir. Yaşayanlar için büyük şanstır ve güzel bir duygudur.
Kısa bir süre önce eşinden ayrıldın. Sence ilişkiler evlilikler neden artık yürümüyor? Nerede bozuluyor büyü?
Herkesin ilişki dinamiği ve aurası farklıdır. Evlilikler yürümüyor diye değil de ilişkilerin dinamiği bu şekilde yön buluyor diyelim. Büyü bozuluyor, evlilikler neden yürümüyor gibi olumsuz bakış açısıyla bakmak yerine bireyler kendileri için doğru olan kararları verebiliyor, birbirlerine zarar vermeden ortak paydada buluşabiliyor olarak bakabiliriz. Bir şey bozulmuyor aksine belki de herkesin hayatı için daha hayırlısı ve daha güzeli oluyor.
Seni sadece oyuncu kimliğinle biliyoruz. Yok mu Gökçe Akyıldız’ın bilmediğimiz hobileri, ilgi alanları?
Olmaz olur mu tabii ki var. Yürüyüş yapmayı çok severim. Doğaya aşık bir insanım. Temiz hava ve güneşi gördüğüm zaman içimde tarifsiz bir dışarı çıkma isteği oluşuyor. Piyano öğrenmeye çalışıyorum vakit buldukça, beni dinginleştiriyor ve ses tınısı beni farklı bir dünyaya sürüklüyor sanki. Puzzle yapmaya bayılıyorum. Saatlerce başında oturabilirim. Puzzle sayesinde zihnimi boşaltıyorum.
Günümüzde herkes bir farkındalık ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Sen nasıl bir evrilme sürecindesin?
İnsanların hayata daha sıkı tutunduğu ve düğüm atarak kopan kısımları onardığı yerler oluyor. Ben o düğümü atarak daha sıkı bir iple yukarı doğru tırmanma evresinde hissediyorum kendimi. Işığı her zaman içimde hissediyorum ve daima ileri bakarak ilerliyorum. Yaşadığım her süreçte yeni bir ben ile tanışarak yola devam ediyorum.
Pandemi döneminde hepimiz kendimize döndük. Bu süreçten çıkardığın en önemli ders ne oldu?
Kendi içime döndüm. Kendime daha fazla vakit ayırdım. Küçük şeylerin kıymetini daha çok anladım. Arkadaşlarımla karşılıklı bir yerde oturarak kahve içmenin, sohbet etmenin değerinin paha biçilemez olduğunu anladım. Aslında ders oldu demek yerine mükemmel bir tecrübede oldu hayata dair bakış açılarımı derinleştirdi diyebilirim.
Çok küçük yaşlarda kamerayla, monitörle ve ekranlarla tanışıyorsun. Biraz o süreçten bahseder misin?
Benim için farklı bir deneyimdi diyebiliriz. Yaşıtlarıma göre oyunlar ve derslerin yanında çalışma hayatını da deneyimliyordum bir yandan. Erken yaşta sorumluluk sahibi bilincimi oluşturdu. Arkadaşlarımla daha az vakit geçirdim ama hayata dair daha çok şey öğrendim erken yaşta.
Sonrasında birçok reklam filminde ve dizilerde oynamışsın.
Tek hayalim oyuncu olmaktı ve bu hayali gerçekleştirebilmek için büyük bir heyecanla elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordum. Bu heyecanımın karşılığını pek çok işte oynayarak aldım.
Bu kadar erken bir kariyer yolculuğu sana neler kazandırdı?
Empati yeteneğimi geliştirdi, farklı insanlarla tanışmak kültürel anlamda vizyonumu etkiledi. Başarılı insanları görmek başarıya olan tutkumu geliştirdi. Hayattan ne istediğim ve hayata karşı bakış açım erken yaşta şekillendi. Yaşıtlarıma göre bir tık daha erken olgunluk kattığını düşünüyorum.
Oyunculukta hayal ettiğin yer neresi; şu an o yere ne kadar yakınsın?
Her zaman kendi oynadığım rolün daha iyisini oynayabilmek oyunculukta benim hayalim. O yere her zaman hem çok yakın hem de hiçbir zaman yakın olamayacağım yani. Kendimi sürekli geliştirebilmem ve oyunculuğa olan hayranlığımı daima besleyebilmem için kurduğum bu hayal bana her zaman yardımcı oldu.
Konservatuar mezunusun, iyi bir oyuncu olmanın kodları var mı?
Hayat zaten bir matematik ve her şeyin bir kodu var bence. Oyunculuk için en büyük kodlar, role derinden duyulan empati, role inanman, kendinden bir parça ile özdeşleştirebilmen ve rolü o an iliklerine kadar olduğun roldeki karakter olarak yaşayabilmen.
Kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan “Kırgın Çiçekler” dizisini kabul etmendeki en büyük etken neydi?
Songül karakterinin güçlü duruşuydu. Kendimi güçlü bir kadın olarak tanımlayabilirim. Bu yüzden Songül’ün başına gelenlere rağmen güçlü durmaya çalışması ve zorlukların üstesinden gelebilme gücünü içinde taşıması benim için büyük bir etkendi.
Canlandırdığın “Songül“ karakteri sana ne kattı?
Songül bana yaşanılan zorluk ne olursa olsun ayakta durabilmenin ve hayatta her zaman yaşadığından daha kötü durumlarla karşılaşılabileceği için içinde bulunduğun duruma şükrederek anı yaşayabilmenin güzelliğini öğretti.
İçinde olmayı çok istediğin bir proje ve rol almak istediğin bir isim var mı?
Aksiyon yapımlarından herhangi birinde yer almayı çok isterim aslında. Her oyuncu farklı bir bakış açısı kattığı için benden daha deneyimli tüm oyuncularımızla aynı projelerde yer almak isterim.
Sektöre ara verdiğin bu son dönemde dijital platformda da çok başarılı işler yapılıyor. Teklif gelirse değerlendirmek ister misin?
Tabii ki isterim. Çok başarılı projeler yapılıyor. Çok güzel senaryolar, oyunculuklar izliyoruz. Ülkem için çok mutluyum bu anlamda. Dijital platformda ayrı bir izleyici kitlesi mevcut. Oradaki kitle ile de tanışmayı çok isterim.
Seni ne zaman yeniden ekranda izleyeceğiz? Yeni bir proje var mı?
Yeni projeler var. Görüşmeleri ve değerlendirmeleri yapıyoruz. İnşallah bu dönem içerisinde benimle özdeşleşen rollerle ekranda olmayı düşünüyorum.
Şöhretin senin için anlamı ne? Tanınırlık hayatına ne kattı?
Şöhretin anlamı tanımadığın insanların kalbine dokunmaktır. Tanınır olmak hiç gidemeyeceğim belki de göremeyeceğim yerlerde oturan insanlarla bile bir sevgi bağı kurabilmeyi öğretti bana. Ve bu duygu gerçekten çok eşsiz…
Kendini google’lıyor musun? Google'da hakkında doğru bilinen yanlışlar var mı, varsa neler?
Kendimi google’lamadım çünkü kendimle ilgili merak ettiğim her şeyi biliyorum :) İnstagram üzerinden adıma yapılan editleri izlemek çok daha ilgimi çekiyor.
Sosyal medya takipçilerinle aranın gayet iyi olduğunu görüyorum. Hem mesafeli, hem ulaşılabilir, hem de nezaketli bir imaj çizdiğin kesin. Oradaki sınır nedir sence?
Sınırım gerçek iletişim. İnsanlarla gerçek hayatta olduğu gibi saygı çerçevesinde doğru iletişim kurmaya çalışıyorum. Karşı tarafı hem dinliyorum hem de fikirlerine saygı duyuyorum. İletişim karşılıklı alınıp verilen bir olgudur. Ben saygı ve sevgi ile gidiyorum. Onlar da bana aynen o şekilde geliyorlar.
Bireysel sınırların olarak tanımlayabileceğin, söz konusu onlar olduğunda asla taviz vermeyeceğin karakteristik özelliklerin var mı?
Saygısızlığa taviz vermem. Saygısızlık olan yerde ben yokum. İnsanların birbirlerinin hayatına ve fikrine saygı duyması gerektiğini her zaman savunurum. Sınırlar ve bu sınırlara uymak önemlidir.
Oyunculuk yapan bir kadın için; hala çok dar bir kariyer yörüngesi var. Sadece bizde değil, yurt dışında da böyle. Popüler kültürün güzellik algısına uymak, yaş, medeni durum, anne olup olmaması bile kariyerini etkiliyor maalesef. Bu dar bakışa sahip bir otoriteyi nasıl değerlendiriyorsun?
Maalesef bu durum çok üzücü. Toplumun her alanında kadının başarısına engel olmaya çalışan bir kitle var. Kafa yapısı ve zihniyet değişmediği sürece kadının başarılarına engel olmak isteyen pek çok kişi ve sebep olacaktır. Gerçek ışığı göremeyen ve hayatının amacını kavrayamayan kişilerin bu bakış açısına sahip olduğunu düşünüyorum.
Gerçekleşmesi için çok çaba sarf ettiğin, hayaller kurduğun; ancak gerçek olduğu an, beklediğin etkiyi yaratmayan bir arzun oldu mu bugüne dek?
Hayır. Ben çok şükürcü bir insanımdır. Gerçekleşmesini istediğim bir şey olduysa buna şükreder ve bununla mutlu olurum. Arzular bir anda kaybedilmez. Beni hayalime götüren arzuyu, hayalime kavuşunca zaten ben serbest bırakırım.
Hayattaki en büyük ilham kaynakların, seni motive eden şeyler neler?
Öncelikle kendim sonra oğlum, ailem ve sevenlerim. Kendi kendimi motive etmeyi başaran bir insanım. İç sesim daima beni motive eder ve güçlü hissettirir. Kendimden aldığım ve etrafımdan aldığım güçle beraber çabucak motive olabiliyorum.
“İşte yaşamak bu” dediğin anlarda genellikle nerede ve ne yapıyor olursun?
Deniz kenarında bir şezlongda uzanmış oğlumun kumdan kalesini yaparken çıkarttığı gülücükleri dinleyip en sevdiğim içeceği yudumlarken işte yaşamak bu diyorum. Deniz kenarını çok sevdiğim için huzurlu anlarım genelde deniz kenarında oluyor.
Üç yıl önce anne oldun, Ömer’le neler yaparsınız? Anne olmak nasıl bir duygu?
Ömer aynı zamanda benim en yakın arkadaşım. Vaktimizin çoğunu beraber geçiriyoruz. Ömer’in genelde bol aktiviteli bir gün geçirmesi için elimden geleni yapıyorum. Çiftlik hayvanlarına ayrı bir ilgisi var. İmkânlar dâhilinde at binmeye gidiyoruz. Evde her zaman müzik açıktır ve dans etmek ikimizin hayatının bir parçasıdır. Belki de bu yüzden ikimiz de hayata pozitif bakmayı başarabiliyoruz. Anne olmak tarifi olmayan insana farklı bir yön ve yol veren, dönüştüren, hayat ağacınıza farklı meyveler koyabileceğiniz bambaşka bir duygu.
Spor ve sağlıklı beslenmeyle aran nasıl? Özel olarak uyguladığın bir beslenme çeşidi ya da spor programı var mı?
Dengeli ve sağlıklı beslenmek benim için önemlidir. Gün içerisinde su içmeyi asla ihmal etmem. Cildimin pürüzsüzlüğünü çok su içmeye borçluyum da diyebilirim. Zor durumda kalmadıkça sabah kahvaltısını atlamam. Öğünlerim az, sık ve sağlıklıdır. Ara sıra kaçamaklarım olsa da doğal besinler tüketmeyi tercih ederim. Evde kendi kendime pilates yapıyorum. Yürümeyi çok sevdiğim için fırsat buldukça yürüyüş yaparak hareket halinde kalmayı başarıyorum. Bir de tenis oynamaya başladım. Tabii daha çok yeniyim bu sporda.
Tarzını nasıl tanımlarsın? Kıyafet seçimi yaparken en çok neye dikkat edersin?
Spor ama şık olmaya özen gösteririm. İçimden geldiği ve kendimi nasıl hissettiğimle alakalı olarak giyinirim. Kıyafet seçimi yaparken en çok o gün ki ruh halimi yansıtacak parçalar seçmeye çalışırım. Hem içim hem dışım özdeşleşince kendimi daha rahat ifade edebilirim böylece.
Herkes aşkı kendine göre tanımlar, senin için aşkın tanımını sorsam...
Aşkın tanımı klişe olacak ama saygı, sevgi, şefkat ve tutkunun harmanlanmış bütünüdür benim için. Manevi ve özel bir şeydir. Yaşayanlar için büyük şanstır ve güzel bir duygudur.
Kısa bir süre önce eşinden ayrıldın. Sence ilişkiler evlilikler neden artık yürümüyor? Nerede bozuluyor büyü?
Herkesin ilişki dinamiği ve aurası farklıdır. Evlilikler yürümüyor diye değil de ilişkilerin dinamiği bu şekilde yön buluyor diyelim. Büyü bozuluyor, evlilikler neden yürümüyor gibi olumsuz bakış açısıyla bakmak yerine bireyler kendileri için doğru olan kararları verebiliyor, birbirlerine zarar vermeden ortak paydada buluşabiliyor olarak bakabiliriz. Bir şey bozulmuyor aksine belki de herkesin hayatı için daha hayırlısı ve daha güzeli oluyor.
Seni sadece oyuncu kimliğinle biliyoruz. Yok mu Gökçe Akyıldız’ın bilmediğimiz hobileri, ilgi alanları?
Olmaz olur mu tabii ki var. Yürüyüş yapmayı çok severim. Doğaya aşık bir insanım. Temiz hava ve güneşi gördüğüm zaman içimde tarifsiz bir dışarı çıkma isteği oluşuyor. Piyano öğrenmeye çalışıyorum vakit buldukça, beni dinginleştiriyor ve ses tınısı beni farklı bir dünyaya sürüklüyor sanki. Puzzle yapmaya bayılıyorum. Saatlerce başında oturabilirim. Puzzle sayesinde zihnimi boşaltıyorum.
Günümüzde herkes bir farkındalık ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Sen nasıl bir evrilme sürecindesin?
İnsanların hayata daha sıkı tutunduğu ve düğüm atarak kopan kısımları onardığı yerler oluyor. Ben o düğümü atarak daha sıkı bir iple yukarı doğru tırmanma evresinde hissediyorum kendimi. Işığı her zaman içimde hissediyorum ve daima ileri bakarak ilerliyorum. Yaşadığım her süreçte yeni bir ben ile tanışarak yola devam ediyorum.
Pandemi döneminde hepimiz kendimize döndük. Bu süreçten çıkardığın en önemli ders ne oldu?
Kendi içime döndüm. Kendime daha fazla vakit ayırdım. Küçük şeylerin kıymetini daha çok anladım. Arkadaşlarımla karşılıklı bir yerde oturarak kahve içmenin, sohbet etmenin değerinin paha biçilemez olduğunu anladım. Aslında ders oldu demek yerine mükemmel bir tecrübede oldu hayata dair bakış açılarımı derinleştirdi diyebilirim.