Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı, iç pazarın önemli olduğunu belirterek, tanıtım ve pazarlamanın iç pazarı hareketlendireceğini söyledi. Aynı zamanda AKTOB tarafından hazırlanan raporda, iç pazarın 1'inci kaynak pazar olarak kabul edilmesi gerektiği, satış ve pazarlamanın ise buna göre oluşturulması gerektiği önerisi yer aldı.
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB), iç turizm pazarına ilişkin değerlendirme raporu yayımladı. Raporda konuşması yer alan AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, bugüne kadar çeşitli sorunlarla mücadele eden Türkiye turizminin zor işler başardığını anlattı. Yağcı, "Geçen yıl bu başarının en büyük örneğidir. 2020 yılına da büyük beklentilerle başladık ancak bugüne kadar eşi benzeri olmayan küresel salgın, başta turizm sektörü olmak üzere, tüm dünyayı ekonomik ve sosyal anlamda etkisi altına aldı. Türkiye, kadim medeniyetlere yurt olmuş insanıyla, kültürüyle, gelenekleri ile eşsiz bir coğrafya. Bu denli güçlü bir turizm alt yapısı olan Türkiye turizmi, her krizin ardından çok hızlı çözüme odaklı çalışmalarla yeniden yapılandı. Bu krizde de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığımız, çatı örgütümüz TÜROFED ve tüm ilintili dinamiklerle ilk günden itibaren işbirlikleri geliştirerek sektörümüzün kayıplarını azaltmaya çalıştık" diye konuştu.
Erkan Yağcı, misafirleri 'sağlıklı turizm konsepti' ile ağırlayacaklarını söyledi.
"Türk misafirler, önemli konuklarımız"
Türk misafirlerin her yıl olduğu gibi, bu yılda çok önem verilen konuklar olacağını aktaran Yağcı, "Birliğimizin düzenlediği 7. Uluslararası RESORT Turizm Kongresi'nde forum konumuz olarak iç turizmi belirlemiştik. İç pazara çalışan acente ve tur operatörleri ile yaptığımız bilgi alışverişinde hepimizin vardığı ana fikir; iç pazarı gelişmemiş bir ülkenin turizmi sürdürülebilir kılması mümkün olmamaktadır. Bu önemli konuyu, dünyadan ve Türkiye'den alınan verilerle yeniden gündeme getirerek, mevcut konjonktür içerisinde tüm sektörümüzün özellikle iç pazarı hareketlendirecek tanıtım, pazarlama çalışmalarına ışık tutacağına inanıyoruz" dedi.
AKTOB'un iç turizm pazarının geliştirilmesi ile ilgili değerlendirme ve önerileri:
"İç Pazar 1. Kaynak Pazar olarak kabul edilmeli, satış ve pazarlama stratejileri buna göre oluşturulmalı. İç pazarı hareketlendirecek, vatandaşlarımıza tatil olanağı sağlayacak, düşük faizli 'turizm ya da tatil kredisi' olanakları sağlanmalıdır. İç turizme yönelik kamu spotları yayınlanmalıdır. Ürün çeşitliliği artırılarak pazara sunulmalı; gençlik ve çocuk kampları, 3. Yaş grubuna hitap edecek sağlık kampları gibi. Mevsimselliği kıracak bu ürünlere yönelik teşvik ve tanıtım destekleri arttırılmalı. Doğa sporları, kamping alanlarının alt yapı düzenlemeleri yapılarak turizm hareketlerinde daha geniş kitlelere ulaşılabilirlik sağlanmalıdır. İç pazarda, ürün çeşitliliği, bölgeler arası farklılıklar ve potansiyeller dikkate alınarak büyüme stratejileri oluşturulmalı. Orta ve alt gelir gruplarını da içine alan ürün yelpazesi genişletilmeli, sosyal turizmi destekleyici kampanyalar ve krediler oluşturulmalı. Eğitimde ülkenin tarihsel değerlerini daha iyi anlatacak görsel ve dijital yöntemler kullanılarak, geziler düzenlenmeli. Müze ve ören yerlerinin ziyaretleri teşvik edilmeli. Türkiye tarih ve doğa zenginliklerini anlatan belgeseller, sinema filmleri ve dizileri desteklenmeli, teşvik edilmeli."
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB), iç turizm pazarına ilişkin değerlendirme raporu yayımladı. Raporda konuşması yer alan AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, bugüne kadar çeşitli sorunlarla mücadele eden Türkiye turizminin zor işler başardığını anlattı. Yağcı, "Geçen yıl bu başarının en büyük örneğidir. 2020 yılına da büyük beklentilerle başladık ancak bugüne kadar eşi benzeri olmayan küresel salgın, başta turizm sektörü olmak üzere, tüm dünyayı ekonomik ve sosyal anlamda etkisi altına aldı. Türkiye, kadim medeniyetlere yurt olmuş insanıyla, kültürüyle, gelenekleri ile eşsiz bir coğrafya. Bu denli güçlü bir turizm alt yapısı olan Türkiye turizmi, her krizin ardından çok hızlı çözüme odaklı çalışmalarla yeniden yapılandı. Bu krizde de T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığımız, çatı örgütümüz TÜROFED ve tüm ilintili dinamiklerle ilk günden itibaren işbirlikleri geliştirerek sektörümüzün kayıplarını azaltmaya çalıştık" diye konuştu.
Erkan Yağcı, misafirleri 'sağlıklı turizm konsepti' ile ağırlayacaklarını söyledi.
"Türk misafirler, önemli konuklarımız"
Türk misafirlerin her yıl olduğu gibi, bu yılda çok önem verilen konuklar olacağını aktaran Yağcı, "Birliğimizin düzenlediği 7. Uluslararası RESORT Turizm Kongresi'nde forum konumuz olarak iç turizmi belirlemiştik. İç pazara çalışan acente ve tur operatörleri ile yaptığımız bilgi alışverişinde hepimizin vardığı ana fikir; iç pazarı gelişmemiş bir ülkenin turizmi sürdürülebilir kılması mümkün olmamaktadır. Bu önemli konuyu, dünyadan ve Türkiye'den alınan verilerle yeniden gündeme getirerek, mevcut konjonktür içerisinde tüm sektörümüzün özellikle iç pazarı hareketlendirecek tanıtım, pazarlama çalışmalarına ışık tutacağına inanıyoruz" dedi.
AKTOB'un iç turizm pazarının geliştirilmesi ile ilgili değerlendirme ve önerileri:
"İç Pazar 1. Kaynak Pazar olarak kabul edilmeli, satış ve pazarlama stratejileri buna göre oluşturulmalı. İç pazarı hareketlendirecek, vatandaşlarımıza tatil olanağı sağlayacak, düşük faizli 'turizm ya da tatil kredisi' olanakları sağlanmalıdır. İç turizme yönelik kamu spotları yayınlanmalıdır. Ürün çeşitliliği artırılarak pazara sunulmalı; gençlik ve çocuk kampları, 3. Yaş grubuna hitap edecek sağlık kampları gibi. Mevsimselliği kıracak bu ürünlere yönelik teşvik ve tanıtım destekleri arttırılmalı. Doğa sporları, kamping alanlarının alt yapı düzenlemeleri yapılarak turizm hareketlerinde daha geniş kitlelere ulaşılabilirlik sağlanmalıdır. İç pazarda, ürün çeşitliliği, bölgeler arası farklılıklar ve potansiyeller dikkate alınarak büyüme stratejileri oluşturulmalı. Orta ve alt gelir gruplarını da içine alan ürün yelpazesi genişletilmeli, sosyal turizmi destekleyici kampanyalar ve krediler oluşturulmalı. Eğitimde ülkenin tarihsel değerlerini daha iyi anlatacak görsel ve dijital yöntemler kullanılarak, geziler düzenlenmeli. Müze ve ören yerlerinin ziyaretleri teşvik edilmeli. Türkiye tarih ve doğa zenginliklerini anlatan belgeseller, sinema filmleri ve dizileri desteklenmeli, teşvik edilmeli."