Bir süre önce sinema filmin “Şuursuz Aşk” izleyiciyle buluştu, biraz hikayesinden bahseder misin?
“Şuursuz Aşk” içinde sevgi, saygı, sadakat, naiflik ve inanç barındıran güzel bir hikaye. Senaryoyu ilk okuduğumda geçtiği ortam ve yaşandığı dönem olarak beni çok etkilemişti. İçinde dram da var mizah da. Ben yolunun kesiştiği insanların hayatına dokunan bir doktoru canlandırıyorum. Hem karakteri, hem de filmin hikayesini yüreğimde hissettiğim için projenin içinde olmak istedim.
İzleyici bu filme neden gelsin? Filminiz ne vadediyor?
Hepimizin “Hep mi kötüler kazanır” sorgulamamız vardır ya... Kötü hikayeler hep maddi olanaksızlıklarla paralel gibi. Ama büyük resimde bakıyorsun ki hayat öyle değil. Günün sonunda umut, iyilik, sabır ve yetinmenin kazandığını görüyoruz. Filmin hikayesi yaşama sevinci veriyor.
Gelen projeleri nasıl değerlendiriyorsun? “Bu benim için doğru iştir" dediğin proje hangi temeller üzerinde olmalı?
Açıkçası böyle tik bir listem, olmazsa olmazlarım yok. Zaman zaman yanlış ya da başarısız işler yapmış olabilirim. Ama ben öyle değerlendirmiyorum. “ Bu işin içinde mutlu olur muyum “ bu önemli benim için.
Uzun bir aradan sonra tiyatroya da döndün. Şu anda onun çalışmaları içerisindesin. Biraz bahseder misin?
Evet, çok uzun yıllardır tiyatroya dönemedim, birkaç senaryo okumuştum ama kısmet olmamıştı. Oyunun adı “Karanlıkta Komedi” Bu çok içime sinen bir iş oldu ve hep çalışmak istediğim bir tiyatro çatısı. Çok güzel bir kadro. Daha önce çalıştığım ve sevdiğim arkadaşlarım var. Bir önceki sorunda “projeleri neye göre seçtiğimi sordun ya “ para hırsı, popüler kariyer, ya da görece başarılar kovalamıyorum. Sevdiğim insanlarla olmak istiyorum. Eğer imkanım varsa, yanlarında huzur bulduğum, beni yormayacak, elektriği iyi olan insanlarla bir araya gelmek istiyorum. Burada da böyle oldu. İyi ki beklemişim ve bu oyuna karar vermişim.
Hikayesi ne oyunun? Sen nasıl bir karaktersin?
Tamamen bir aksilikler oyunu. Aksilikler birbirine bağlanarak ve büyüyerek devam ediyor. Ben varlıklı bir ailenin şımarık kızıyım. Bireysel başarısı olmayan, sadece aile kimliği ve imkanları ile var olan, ayakları üzerinde duramayan bir kızı canlandırıyorum. İzleyiciyi ayakta tutacak ve en az bizim eğlendiğimiz kadar eğlendirecek bir oyun. Prömiyer’i heyecanla bekliyoruz.
Burcu Kara algımız pek çok ünlüye göre daha farklı. Magazinden ve polemiklerden uzak, zarif, sakin, huzurlu... Bu dengeyi nasıl sağladın?
Teşekkür ederim Zişancığım, bu dediklerini yapabildim mi bilmiyorum; ama çabaladığımı söyleyebilirim. Çünkü her şey çok gelip geçici. Benim için en büyük zenginlik omuzumda hiçbir şeyin yükünü taşımamak, kimseye minnet etmemek, hak yemeden huzurla yaşayarak bu dünyadan öyle göçüp gitmek. Hayat çok kısa, ölüm gerçeğini unutmadan yaşıyorum, bu his İnsani zaaflarımı frenliyor. Şöhrete, hırsa, paraya 18 yaşımda da şimdi de hiç kapılmadım. Çok şükür ki, kendi kafa dengimde biriyle karşılaştırdı hayat beni, ödüllendirildiğimi düşünüyorum. Çok hafif ve huzurlu bir hayatım var. Sahip olduklarımla mutluyum.
Şöhretin senin için anlamı ne?
Popüler işler yaptığında ilgiyi yani şöhreti diri tutarsın zaten. Bu çok kolay. Ama sadece popüler olmak üzere bir varoluşu temsil edersin ve bir gün öyle olmadığında kendini açıklayacak, tanımlayacak duygularını da kaybedersin. Şöhret çok büyük bir sınav ve kısıtlama. Nasıl şöhret olup, nasıl şöhret kaldığın ve şöhreti nasıl yönettiğin çok önemli. Şöhret seni yönetiyorsa korkunç bir şey. Ama sen onu yok sayıp, normal hayatına devam edersen daha sağlıklı kalabiliyorsun. Ben onu yapmaya çalışıyorum, sade ve doğal yaşıyorum.
Ne tavsiye edersin, ne olursa olsun bir vesileyle “ünlü “ olmak için çaba harcayan gençlere?
Ünlü olmanın çok da övünülecek bir şey olmadığını, önemli olanın içini doldurabilmek olduğunu söylerim. Sadece görünmeye adanmak doğru değil. Nicelikten çok nitelikli olanın peşinden gitmenin değerli olduğunun altını çizerim. En önemlisi maddi kazançlar adına manevi pişmanlıklar yaşamamalarını öneririm.
Başarılı bir oyuncu olarak, yeteneklerine bakılmaksızın her gün star üreten sektörle ilgili neler söylemek istersin?
Çarkı acımasız ve sığ buluyorum. Bir projeyle popüler olduktan sonra unutulan bir çok oyuncu var. Şöhret, tanınmak gel geç ve içi boş işler. Oyuncu, sisteme uzak açı bakıp, bunların geçici olduğunu kavrayıp, kendini geliştirmek adına emek vermezse kaybolup gidiyor
Oyunculukla ilgili hayallerinin neresindesin?
Oyunculuk çok sonsuz bir şey. Hayatın bir yansıması. Sonu da yok, yaşı da. Hayaller kurmuyorum, beni zorlayacak farklı karakterler ve roller oynamayı arzu ediyorum. Son nefesime kadar oyunculuk yapmak istiyorum. Onun için bir noktam, ya da hayalim yok.
Mutlu olduğun işi yapıyorsun, mesleğinde seviliyorsun, İyi bir aile hayatın var. Aynada gördüğün Burcu ile dışarıya yansıyan arasında nasıl farklılıklar var?
Sen beni çok iyi tanıyorsun, ben çok hesapsız, kitapsız biriyim. Annemle babam çalıştıkları için mesleki seçimlerimde çok yanımda olamadılar, her koşulda başımın çaresine bakan biri oldum. Bu bakımdan kendimi kapattığım bir vücut dilim, durgun, sakin, bazılarına göre soğuk bir havam var. Böyle şeyler duydum, hak verdiğim zamanlar da oldu. Ama dış görünüşle karakter paralel değil, tanımak çok önemli. Tanıyanlar samimi, doğal ve özverili olduğumu söylerler.
Hayatının nasıl bir dönemindesin?
Özellikle Ali’den sonra şahane bir dönemimdeyim. Üzüldüğüm, kırıldığım, öfkelendiğim şeyler yine oluyor herkes gibi.. Sonra Ali’ye bakıp “Boşver ya “ diyorum her şey önemsiz oluyor.
Ali hayatında neleri değiştirdi? Nasıl gidiyor annelik?
Ben zaten sakin ve sabırlı bir insanım, bu sabrım daha da arttı. Daha teslimiyetçi ve daha şükürlü biri oldum. Ali çok hareketli bir çocuk. Evin içinde bu yaş çocukları oyalamaya çalışmak hem aile, hem de çocuklar için yorucu olabiliyor ve asla yeterli de olmuyor. Bedensel olarak deşarj olamadığı, toprağa basıp, ağaca tırmanamadığı, bizim zamanımızda ki çocukluğu yaşayamadığı için sürekli organizasyon yapmaya çalışarak, ortam yaratmaya çalışarak geçiyordu vaktim. 2 ay önce onu yarı zamanlı bir okula verdik. Çünkü çocuğun her gün yaşıtlarıyla oynamaya ve sosyalleşmeye ihtiyacı var. Okulda olduğu üç saatlik zaman bile ona yetmiyor ama en azından arkadaşıyla oynamanın tadını yakalıyor. Bir çok anne-baba gibi isteriz ki değerleri olsun, İnsanları, hayvanları, çiçeği, böceği sevsin. Vicdanlı, ahlaklı ve merhametli olsun. Çocuk çok büyük bir sınav ve deneyim.
Evlilik nasıl gidiyor? Fırat’la neler yaparsınız?
Birlikte vakit geçirmeyi çok seviyoruz, Fırat bana göre daha yoğun. Evde olmayı, beraber yemek yapmayı, toprakla uğraşmayı seviyoruz. Ailelerimize düşkünüz, dostlarımızla olmayı seviyoruz. O bağlar bizi besliyor ve rahatlatıyor. Seyahat ediyoruz. Ama vaktimizin çoğu Ali’ye ait.
YouTube kanalın nasıl gidiyor?
Bir süredir ara vermiştik, ekibimizden askere gidenler oldu. Sonrasında sinema filmi, onun piarı, tiyatro provaları, Ali’nin okula başlaması gibi nedenlerle uzak kaldım bir süre. İki aydır düzenli olarak videolar koyuyorum. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz.
Spor yapıyor musun?
Maalesef. Çok istiyorum fakat olmuyor. Sporu hayatlarına disiplin olarak sokanlara hayranım. Özellikle pilates yapmak konusunda kararlıyım ama.
Güzel ve fit bir kadınsın. Var mı belli güzellik rutinin?
Genelde hep zeytinyağlı yemeklerle büyüdüm, ağır ve hamurişi yemekler bizde pek yoktur. Yediğim zaman da mutlaka dengelerim. Bol su içerim ve her işimi kendim yaparım. Şekerli ve asitli içecekleri tüketmem. Kozmetikleri eczanelerden almayı tercih ederim. Cildimi temiz ve nemli tutarım, günlük hayatımda makyaj yapmam.
Alışverişle aran nasıl?
Hiç öyle heveslerim yok. Gerektiği zaman gerektiği kadar alışveriş yaparım. İçerisinde kendimi rahat hissettiğim kıyafetleri düz ayakkabılarla kombinlemeyi seviyorum. Yüksek topuklu ayakkabıları gerektiği zaman kullanıyorum. Sade ve rahat giyimden hoşlanıyorum.
Hayattan çıkardığın en büyük ders...
Zaman kavramı çok enteresan, geçiyor ama geçmemiş gibi. 20 yıl öncesi de bugün gibi.. Hayatın bir düzeni ve yaşayacağımız şeyler var, bunları bilmiyoruz. Plan yapmıyorum bu bakımdan, şirk koşmak gibi görüyorum. Her an her şey değişebiliyor. Gerçek olan tek şey yaşadığımız anı güzel değerlendirmek ve iyi insan olmak.
En güzel hayalin?
Sektörde 21. yılım. 18 yaşında üniversitede okurken başlamıştım. Geriye dönüp baktığımda, beni duygulandıran, çok iç burkan , çok mutlu eden ama hep gurur duyduğum 21 yılı geride bırakmışım. Şu an bulunduğum noktada diyorum ki “ Hiç çizgimden sapmadım, doğrularımdan vazgeçmedim, annemin-,babamın verdiği güzel eğitimden şaşmadım.’’ En güzel hayalim; “ailem ve dostlarımla hayatı paylaşmak. Plan yapmayı sevmediğim için, yaşadığım her anı güzel değerlendirmek, herkes için elimden geleni yapıp insanları mutlu etmek ve sevdiklerimle mutlu yaşlanmak. Umarım 2020 barış ve huzuru getirir beraberinde... Sanırım en çok buna ihtiyacımız var.
Röportaj: Zişan Seçkin
Fotoğraflar: Yiğit Danacı
Rol aldığı Projeler
Şuursuz Aşk
Keşke Hiç Büyümeseydik
Milat
Kördüğüm
Tozlu Yollar
Tatar Ramazan
Romantik Komedi 2
Yıllar Sonra
Romantik Komedi
Maskeli Balo
Kirli Beyaz
İpsiz Recep
Komedi Dükkanı
Elveda Derken
Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu
O Şimdi Mahkum
Haziran Gecesi
“Şuursuz Aşk” içinde sevgi, saygı, sadakat, naiflik ve inanç barındıran güzel bir hikaye. Senaryoyu ilk okuduğumda geçtiği ortam ve yaşandığı dönem olarak beni çok etkilemişti. İçinde dram da var mizah da. Ben yolunun kesiştiği insanların hayatına dokunan bir doktoru canlandırıyorum. Hem karakteri, hem de filmin hikayesini yüreğimde hissettiğim için projenin içinde olmak istedim.
İzleyici bu filme neden gelsin? Filminiz ne vadediyor?
Hepimizin “Hep mi kötüler kazanır” sorgulamamız vardır ya... Kötü hikayeler hep maddi olanaksızlıklarla paralel gibi. Ama büyük resimde bakıyorsun ki hayat öyle değil. Günün sonunda umut, iyilik, sabır ve yetinmenin kazandığını görüyoruz. Filmin hikayesi yaşama sevinci veriyor.
Gelen projeleri nasıl değerlendiriyorsun? “Bu benim için doğru iştir" dediğin proje hangi temeller üzerinde olmalı?
Açıkçası böyle tik bir listem, olmazsa olmazlarım yok. Zaman zaman yanlış ya da başarısız işler yapmış olabilirim. Ama ben öyle değerlendirmiyorum. “ Bu işin içinde mutlu olur muyum “ bu önemli benim için.
Uzun bir aradan sonra tiyatroya da döndün. Şu anda onun çalışmaları içerisindesin. Biraz bahseder misin?
Evet, çok uzun yıllardır tiyatroya dönemedim, birkaç senaryo okumuştum ama kısmet olmamıştı. Oyunun adı “Karanlıkta Komedi” Bu çok içime sinen bir iş oldu ve hep çalışmak istediğim bir tiyatro çatısı. Çok güzel bir kadro. Daha önce çalıştığım ve sevdiğim arkadaşlarım var. Bir önceki sorunda “projeleri neye göre seçtiğimi sordun ya “ para hırsı, popüler kariyer, ya da görece başarılar kovalamıyorum. Sevdiğim insanlarla olmak istiyorum. Eğer imkanım varsa, yanlarında huzur bulduğum, beni yormayacak, elektriği iyi olan insanlarla bir araya gelmek istiyorum. Burada da böyle oldu. İyi ki beklemişim ve bu oyuna karar vermişim.
Hikayesi ne oyunun? Sen nasıl bir karaktersin?
Tamamen bir aksilikler oyunu. Aksilikler birbirine bağlanarak ve büyüyerek devam ediyor. Ben varlıklı bir ailenin şımarık kızıyım. Bireysel başarısı olmayan, sadece aile kimliği ve imkanları ile var olan, ayakları üzerinde duramayan bir kızı canlandırıyorum. İzleyiciyi ayakta tutacak ve en az bizim eğlendiğimiz kadar eğlendirecek bir oyun. Prömiyer’i heyecanla bekliyoruz.
Burcu Kara algımız pek çok ünlüye göre daha farklı. Magazinden ve polemiklerden uzak, zarif, sakin, huzurlu... Bu dengeyi nasıl sağladın?
Teşekkür ederim Zişancığım, bu dediklerini yapabildim mi bilmiyorum; ama çabaladığımı söyleyebilirim. Çünkü her şey çok gelip geçici. Benim için en büyük zenginlik omuzumda hiçbir şeyin yükünü taşımamak, kimseye minnet etmemek, hak yemeden huzurla yaşayarak bu dünyadan öyle göçüp gitmek. Hayat çok kısa, ölüm gerçeğini unutmadan yaşıyorum, bu his İnsani zaaflarımı frenliyor. Şöhrete, hırsa, paraya 18 yaşımda da şimdi de hiç kapılmadım. Çok şükür ki, kendi kafa dengimde biriyle karşılaştırdı hayat beni, ödüllendirildiğimi düşünüyorum. Çok hafif ve huzurlu bir hayatım var. Sahip olduklarımla mutluyum.
Şöhretin senin için anlamı ne?
Popüler işler yaptığında ilgiyi yani şöhreti diri tutarsın zaten. Bu çok kolay. Ama sadece popüler olmak üzere bir varoluşu temsil edersin ve bir gün öyle olmadığında kendini açıklayacak, tanımlayacak duygularını da kaybedersin. Şöhret çok büyük bir sınav ve kısıtlama. Nasıl şöhret olup, nasıl şöhret kaldığın ve şöhreti nasıl yönettiğin çok önemli. Şöhret seni yönetiyorsa korkunç bir şey. Ama sen onu yok sayıp, normal hayatına devam edersen daha sağlıklı kalabiliyorsun. Ben onu yapmaya çalışıyorum, sade ve doğal yaşıyorum.
Ne tavsiye edersin, ne olursa olsun bir vesileyle “ünlü “ olmak için çaba harcayan gençlere?
Ünlü olmanın çok da övünülecek bir şey olmadığını, önemli olanın içini doldurabilmek olduğunu söylerim. Sadece görünmeye adanmak doğru değil. Nicelikten çok nitelikli olanın peşinden gitmenin değerli olduğunun altını çizerim. En önemlisi maddi kazançlar adına manevi pişmanlıklar yaşamamalarını öneririm.
Başarılı bir oyuncu olarak, yeteneklerine bakılmaksızın her gün star üreten sektörle ilgili neler söylemek istersin?
Çarkı acımasız ve sığ buluyorum. Bir projeyle popüler olduktan sonra unutulan bir çok oyuncu var. Şöhret, tanınmak gel geç ve içi boş işler. Oyuncu, sisteme uzak açı bakıp, bunların geçici olduğunu kavrayıp, kendini geliştirmek adına emek vermezse kaybolup gidiyor
Oyunculukla ilgili hayallerinin neresindesin?
Oyunculuk çok sonsuz bir şey. Hayatın bir yansıması. Sonu da yok, yaşı da. Hayaller kurmuyorum, beni zorlayacak farklı karakterler ve roller oynamayı arzu ediyorum. Son nefesime kadar oyunculuk yapmak istiyorum. Onun için bir noktam, ya da hayalim yok.
Mutlu olduğun işi yapıyorsun, mesleğinde seviliyorsun, İyi bir aile hayatın var. Aynada gördüğün Burcu ile dışarıya yansıyan arasında nasıl farklılıklar var?
Sen beni çok iyi tanıyorsun, ben çok hesapsız, kitapsız biriyim. Annemle babam çalıştıkları için mesleki seçimlerimde çok yanımda olamadılar, her koşulda başımın çaresine bakan biri oldum. Bu bakımdan kendimi kapattığım bir vücut dilim, durgun, sakin, bazılarına göre soğuk bir havam var. Böyle şeyler duydum, hak verdiğim zamanlar da oldu. Ama dış görünüşle karakter paralel değil, tanımak çok önemli. Tanıyanlar samimi, doğal ve özverili olduğumu söylerler.
Hayatının nasıl bir dönemindesin?
Özellikle Ali’den sonra şahane bir dönemimdeyim. Üzüldüğüm, kırıldığım, öfkelendiğim şeyler yine oluyor herkes gibi.. Sonra Ali’ye bakıp “Boşver ya “ diyorum her şey önemsiz oluyor.
Ali hayatında neleri değiştirdi? Nasıl gidiyor annelik?
Ben zaten sakin ve sabırlı bir insanım, bu sabrım daha da arttı. Daha teslimiyetçi ve daha şükürlü biri oldum. Ali çok hareketli bir çocuk. Evin içinde bu yaş çocukları oyalamaya çalışmak hem aile, hem de çocuklar için yorucu olabiliyor ve asla yeterli de olmuyor. Bedensel olarak deşarj olamadığı, toprağa basıp, ağaca tırmanamadığı, bizim zamanımızda ki çocukluğu yaşayamadığı için sürekli organizasyon yapmaya çalışarak, ortam yaratmaya çalışarak geçiyordu vaktim. 2 ay önce onu yarı zamanlı bir okula verdik. Çünkü çocuğun her gün yaşıtlarıyla oynamaya ve sosyalleşmeye ihtiyacı var. Okulda olduğu üç saatlik zaman bile ona yetmiyor ama en azından arkadaşıyla oynamanın tadını yakalıyor. Bir çok anne-baba gibi isteriz ki değerleri olsun, İnsanları, hayvanları, çiçeği, böceği sevsin. Vicdanlı, ahlaklı ve merhametli olsun. Çocuk çok büyük bir sınav ve deneyim.
Evlilik nasıl gidiyor? Fırat’la neler yaparsınız?
Birlikte vakit geçirmeyi çok seviyoruz, Fırat bana göre daha yoğun. Evde olmayı, beraber yemek yapmayı, toprakla uğraşmayı seviyoruz. Ailelerimize düşkünüz, dostlarımızla olmayı seviyoruz. O bağlar bizi besliyor ve rahatlatıyor. Seyahat ediyoruz. Ama vaktimizin çoğu Ali’ye ait.
YouTube kanalın nasıl gidiyor?
Bir süredir ara vermiştik, ekibimizden askere gidenler oldu. Sonrasında sinema filmi, onun piarı, tiyatro provaları, Ali’nin okula başlaması gibi nedenlerle uzak kaldım bir süre. İki aydır düzenli olarak videolar koyuyorum. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz.
Spor yapıyor musun?
Maalesef. Çok istiyorum fakat olmuyor. Sporu hayatlarına disiplin olarak sokanlara hayranım. Özellikle pilates yapmak konusunda kararlıyım ama.
Güzel ve fit bir kadınsın. Var mı belli güzellik rutinin?
Genelde hep zeytinyağlı yemeklerle büyüdüm, ağır ve hamurişi yemekler bizde pek yoktur. Yediğim zaman da mutlaka dengelerim. Bol su içerim ve her işimi kendim yaparım. Şekerli ve asitli içecekleri tüketmem. Kozmetikleri eczanelerden almayı tercih ederim. Cildimi temiz ve nemli tutarım, günlük hayatımda makyaj yapmam.
Alışverişle aran nasıl?
Hiç öyle heveslerim yok. Gerektiği zaman gerektiği kadar alışveriş yaparım. İçerisinde kendimi rahat hissettiğim kıyafetleri düz ayakkabılarla kombinlemeyi seviyorum. Yüksek topuklu ayakkabıları gerektiği zaman kullanıyorum. Sade ve rahat giyimden hoşlanıyorum.
Hayattan çıkardığın en büyük ders...
Zaman kavramı çok enteresan, geçiyor ama geçmemiş gibi. 20 yıl öncesi de bugün gibi.. Hayatın bir düzeni ve yaşayacağımız şeyler var, bunları bilmiyoruz. Plan yapmıyorum bu bakımdan, şirk koşmak gibi görüyorum. Her an her şey değişebiliyor. Gerçek olan tek şey yaşadığımız anı güzel değerlendirmek ve iyi insan olmak.
En güzel hayalin?
Sektörde 21. yılım. 18 yaşında üniversitede okurken başlamıştım. Geriye dönüp baktığımda, beni duygulandıran, çok iç burkan , çok mutlu eden ama hep gurur duyduğum 21 yılı geride bırakmışım. Şu an bulunduğum noktada diyorum ki “ Hiç çizgimden sapmadım, doğrularımdan vazgeçmedim, annemin-,babamın verdiği güzel eğitimden şaşmadım.’’ En güzel hayalim; “ailem ve dostlarımla hayatı paylaşmak. Plan yapmayı sevmediğim için, yaşadığım her anı güzel değerlendirmek, herkes için elimden geleni yapıp insanları mutlu etmek ve sevdiklerimle mutlu yaşlanmak. Umarım 2020 barış ve huzuru getirir beraberinde... Sanırım en çok buna ihtiyacımız var.
Röportaj: Zişan Seçkin
Fotoğraflar: Yiğit Danacı
Rol aldığı Projeler
Şuursuz Aşk
Keşke Hiç Büyümeseydik
Milat
Kördüğüm
Tozlu Yollar
Tatar Ramazan
Romantik Komedi 2
Yıllar Sonra
Romantik Komedi
Maskeli Balo
Kirli Beyaz
İpsiz Recep
Komedi Dükkanı
Elveda Derken
Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu
O Şimdi Mahkum
Haziran Gecesi