FOX’un Pastel Film imzalı iddialı dizisi “Zümrüdü Anka”nın başrol oyuncusu Ceren Yılmaz, Zişan Seçkin ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Yılmaz, Ürgüp’te devam eden dizinin çekimleri esnasında sizler için samimi açıklamalar yaptı…
Biraz kendinden bahseder misin nasıl bir çocukluktu?
Çok hareketli bir çocuktum, sokakta büyüyebilme şansına sahip olan son dönem benim dönemim sanırım. Eve hiç girmezdim zaten öyle yoğun bir hayatım vardı ki hafta içi okul hafta sonu tiyatro ve dansa giderdim, geriye kalan zamanlarımda ise sokakta erkek arkadaşlarımla oynardım. Erkeklerle oynardım diyorum çünkü hiçbir kız arkadaşımın ailesi izin vermezdi :) Ailem konusunda çok şanslıyım ki beni hiç kısıtlamadılar ve her isteğime saygı duydular.
Bu kadar küçük yaşta başlayan bir kariyer yolculuğu sana neler kazandırdı?
Kariyer yolculuğu olarak başlamadım aslında, babam bir gün gelip seni belediye konservatuvarının çocuk bölümüne yazdırdım dedi ben de gittim. Bunun ilerde mesleğim olacağını hiç düşünmemiştim. Ama şu an görüyorum ki mesleğim olmasaydı da kişisel gelişimim, hayata bakış açım için çok doğru bir hareketmiş.
Sektöre ilk girdiğin dönemde aklında nasıl bir başarı hayali vardı? Şimdi dönüp baktığında kendini bu hayalin neresinde görüyorsun?
Aslında ilk başladığımda kendi mesleğim olan sahne dekor kostümü bırakmayı düşünmüyordum, ikisini bir arada ilerletirim diye düşünüyordum. Fakat o kadar sevdim ki o günden sonra bir daha mezun olduğum bölümle ilgili hayal kuramadım.
Bu zorlu arenada rakiplerinden sıyrılıp, seni başrollere taşıyan ne oldu? Güzellik mi yetenek mi?
Dışarı çıkıp bakarsanız etrafınıza çok güzel kadınlar, çok yetenekli insanlar var. O yüzden bu soru bir paradoks bence.
Zümrüdü Anka'nın kadrosuna nasıl dahil oldun?
İsteyerek, çok istedim... Bir şeyi çok isterseniz ve inanırsanız oluyor.
Zümrüt nasıl bir kadın, biraz anlatır mısın? Sen Ceren olarak neler kattın ona, o sana neler kattı?
Zümrüt, naif, güçlü, duyarlı, vicdanlı, akıllı, gururlu bir kadın. Ben Zümrüt’le bütün hissediyorum artık kendimi, hatta senaryo geldiğinde Zümrüt’e ait olmadığını düşündüğüm bir cümle görünce sinirleniyorum “hayır Zümrüt böyle söylemez, böyle düşünmez” diye karakterime sahip çıkıyorum. Zümrüt bana ne kattı derseniz kesinlikle sabır derim. Sabırlı olmayı bana Zümrüt öğretti.
En çok hangi sahnenin çekimlerinde zorlandın?
Tabi ki ilk teaser çekimimiz hayatımın sahnesiydi. Yüzüm mosmor olmuştu soğuktan. Tül bir gelinlikle, eksi derecelerde aşk vadisinin ortasındaydık. Fanlar üzerime soğuk hava üflüyordu rüzgarla sahneye efekt vermek için. Çekimler sabah 5 civarında bitmişti, otele gidip 1 saat sıcak su altında ağladım. Bütün bunların üzerine teaserdan sonra bu çirkin kızı nerden buldunuz diyen bir kitleyle karşılaştım. Bazen soğuktan dilimizin dönmediği durumlar oluyor ve insanlar çok acımasızca ne şartlarda çekim yaptığımızı bilmeden yargıda bulunuyorlar.
En çok nasıl bir karaktere hayat vermek istersin?
Karanlık bir çağ yaşanıyorken durumu değiştirmek için mücadele eden, bulunduğu devirden daha ileride fikirleri olan ve bu fikirleri uğruna savaşabilen bir karakteri canlandırmak isterdim.
Peki, kırmızı çizgilerin var mı? Asla oynamam, yapmam dediğin...
Hayat bana asla dememeyi öğretti ve bu halimden çok memnunum. Yargılar ve aslalardan uzak yaşıyorum. Bugün fikrimi sorarsanız komedi çekmek istemem diyebilirim ama asla çekmem demem.
Motivasyonunu ne sağlıyor en çok mesleğine dair?
Motivasyonumu sağlayan tek şey benim. Ben beğenirsem, ben seversem, ben memnun olursam motivasyonum yüksek oluyor. Zor beğenen bir insan olduğum için önce kendimi kendime beğendirmem gerekiyor.
Bu kadar yoğun bir tempoyla çalışırken vücudunu ve ruhunu dinlendirmek için neler yapıyorsun, nasıl rahatlıyorsun?
Sabahları yoga yapıyorum ama ruhumu dinlendirmek için enerji terapileri alıyorum.
Ayakları üzerinde durabilen başarılı bir genç kadın olarak, hayalleri için adım atmak isteyip de cesaret edemeyen diğer kadınlara vermek istediğin mesaj var mı?
Kendinizi sevin ve yapabileceklerinize inanın hayat siz sever ve inanırsanız elinde altın bir tepsiyle size geliyor. Tecrübelerimden çıkarttığım sonuç bu:)
Şöhret, tanınırlık hayatında neleri değiştirdi?
Aslında bir şey değişmedi hayatımda sadece şu an pandemi döneminde olduğumuz için maskesiz bir şekilde fotoğraf çektirmek, çektirirken sarılmak isteyen insanlar oluyor geri çevirince hakaret edenlerle karşılaşıyorum bu beni çok üzüyor ve yoruyor. Onun dışında hiçbir etkisi olmadı benim hayatıma.
Modern estetik algısı ve günümüzdeki güzellik ölçüleri hakkında neler düşünüyorsun?
Göze güzel gelen her şey güzeldir. Estetiğe karşı değilim hatta yıllarca burnunu yaptırmayı düşünüp vazgeçmiş bir insanım ama estetikli olmamak için vazgeçmedim ya beğenmezsem geri dönüşü yok korkusuyla yaptıramadım açıkçası. O yüzden estetik konusunda katı değilim. Bazılarına çok yakışıyor abartılmadığı sürece tabi.
Güzel ve fit bir kadınsın. Var mı belli güzellik rutinin?
Rutin yaptığım hiçbir şey yok aslında rutin olan her şeyden sıkılıyorum çünkü. Benim hayatımın kendini tekrarlamaması lazım, tekrara düştüğümü hissettiğim anda sıkılıp bırakıyorum. Tek sırrım çok çalışıp, hiç yerimde durmamam.
Sporla aran nasıl?
Ağır sporlardan hiç hoşlanmıyorum. Düşük şeker hipoglisemi var bende istesem de yapmıyorum. Yoga, pilates, yüzme dışında spor yapmıyorum.
Modayı takip eder misin?
Evet fazlasıyla.. Ancak sırf moda diye sevmediğim çirkin bulduğum bir şeyi giymem.
Tarzını nasıl tanımlarsın?
Ruh halime göre değişiyor. Açıkcası o gün uyandığımda kendimi nasıl hissediyorsam tarzım da ona göre şekilleniyor.
Sosyal medyayı aktif kullanıyor musun?
Maalesef deniyorum ama beceremiyorum. Biliyorum fanlar bana çok kızıyor ama gerçekten telefonumu hiç elime almadan geçirdiğim günler oluyor.
Fanların en çok ne soruyor sana?
Ne yiyip ne içtiğimi, giydiğim kıyafetleri, özel hayatımda nasıl biri olduğumu, genel olarak beni merak ediyorlar aslında her şeyiyle Ceren nasıl biri? Bazıları anlıyor mesela çok iyi tanıyanlar var beni aralarında. Bazen şaşırıyorum üzgün olduğumda mesaj atıyorlar üzülmene dayanamıyoruz diye bir şiirin bir dizesinden, bir kitabın bir cümlesinden ne yaşadığımı anlıyorlar çok garip bir duygu.
Olumsuz yorumlara veya eleştirilere takılır mısın?
Eskiden çok üzülüyordum ama şimdi hiç bakmıyorum bile etkilenmiyorum da.
Sen nasıl hesapları takip etmekten hoşlanıyorsun?
Genelde psikoloji, felsefe ağırlıklı içerikleri takip ediyorum. Komik capsleri de çok seviyorum, inanılmaz moral yükseltiyorlar.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Pandemi dönemi hepimizin hayatını değiştirdi. Karantina süreci sana neler öğretti?
Her şeyi kendi kendine yapabilmeliymiş insan, kendi kendine yetebilmeliymiş onu farkettim ben.
Herkes aşkı kendine göre tanımlar, senin için aşkın tanımını sorsam...
Huzur sadece huzur benim için aşk.
Sence ilişkiler evlilikler neden artık yürümüyor? Nerede bozuluyor büyü?
Çünkü insanlar birbirilerinin hayatlarına çok fazla müdahale ediyorlar. Huzur vermek yerine durum acı vermeye dönüyor. Diyeceksiniz ki eskiden de böyle değil miydi? Eskiden de böyleydi ama insanlar birbirlerine tahammül etmek zorunda hissediyorlardı kendilerini. “Elalem ne der, aman boşandı demesinler, aman şimdi düzenimi bozmayayım, ailem izin vermez, çocuklarım n’apar? Yalnız kalırsam n’aparım? maddi özgürlüğüm yok nasıl geçinirim?” gibi kaygıları vardı insanların. Artık kimse kimseye tahammül etmek istemiyor önce kendini düşünüyor.
Kariyerinde ulaşmak istediğin hedef ne? Herkes tarafından tanınan ve hatırlanacak bir oyuncu olmak mı yoksa seni tatmin olmuş hissettirecek noktaya ulaşmak mı?
Beni tatmin olmuş hissettirecek noktaya ulaşmak tabii ki.
On yıl sonra kendini nasıl bir hayatın içinde hayal ediyorsun?
Hayallerimi söylemekten yana değilim gerçekleşene kadar, hayallerim bende kalmalılar bence...
Tek başına en çok ne yapmaktan keyif alırsın?
Bilmediğim bir şehrin sokaklarında kaybolmayı çok seviyorum.
En büyük sevgi göstergesi...
Samimiyet
Şu ana kadar aldığın en iyi tavsiye...
İstemeyi öğren, istemezsen ne istediğini bilemezler.
Tarihte şahit olmak istediğin bir olay var mı?
Geçmişle ilgilenmiyorum açıkçası, ama gelecekte şahit olmak istediğim çok olay var.
Mesela kadınlara dokunmayı bırakın, gözünden sakınan adamların olduğu bir dünya...
En son okuduğun kitap: Zero Limit (joe Vitale)
Herkese tavsiye ettiğin kitap: Hermann Hesse (Knulp) en sevdiğim kitaptır.
En çok kullandığın kelime: Neden
Tüm zamanların en iyi filmi: Incendies ( İçimdeki Yangın)
Son zamanlarda seni en çok etkileyen film: A Twelve Years Night (12 Yıllık Gece)
Sevdiğin ve takip ettiğin diziler: Sense8, Dark, Freud, The Affair, Messiah, You, What If, Orange is The New Black, La Casa De Papel son yıllarda severek izlediklerim bunlar ama gelmiş geçmiş en sevdiğim diziler; Friends ve Breaking Bad .
Son zamanlarda en çok dinlediğin müzisyen / şarkı: Sam Smith - I’m not the only one
Her dinlediğinde sana güzel şeyler hatırlatan bir şarkı...
Gariptir ama Ayşecik film müziği vardır. (Hayat sevince güzel sevince tatlı günler) diye bu parça hep modumu yükseltir, kendimi iyi hissettirir bana.
Hayat motton...
Bundan daha iyi nasıl olur?
RÖPORTAJ; ZİŞAN SEÇKİN
FOTOĞRAF; KÜRŞAT ACAR
STYLİNG; SEDA SOLMAZ
MAKYAJ; DİLEK PEKER
SAÇ; İSMAİL ACAR
Biraz kendinden bahseder misin nasıl bir çocukluktu?
Çok hareketli bir çocuktum, sokakta büyüyebilme şansına sahip olan son dönem benim dönemim sanırım. Eve hiç girmezdim zaten öyle yoğun bir hayatım vardı ki hafta içi okul hafta sonu tiyatro ve dansa giderdim, geriye kalan zamanlarımda ise sokakta erkek arkadaşlarımla oynardım. Erkeklerle oynardım diyorum çünkü hiçbir kız arkadaşımın ailesi izin vermezdi :) Ailem konusunda çok şanslıyım ki beni hiç kısıtlamadılar ve her isteğime saygı duydular.
Bu kadar küçük yaşta başlayan bir kariyer yolculuğu sana neler kazandırdı?
Kariyer yolculuğu olarak başlamadım aslında, babam bir gün gelip seni belediye konservatuvarının çocuk bölümüne yazdırdım dedi ben de gittim. Bunun ilerde mesleğim olacağını hiç düşünmemiştim. Ama şu an görüyorum ki mesleğim olmasaydı da kişisel gelişimim, hayata bakış açım için çok doğru bir hareketmiş.
Sektöre ilk girdiğin dönemde aklında nasıl bir başarı hayali vardı? Şimdi dönüp baktığında kendini bu hayalin neresinde görüyorsun?
Aslında ilk başladığımda kendi mesleğim olan sahne dekor kostümü bırakmayı düşünmüyordum, ikisini bir arada ilerletirim diye düşünüyordum. Fakat o kadar sevdim ki o günden sonra bir daha mezun olduğum bölümle ilgili hayal kuramadım.
Bu zorlu arenada rakiplerinden sıyrılıp, seni başrollere taşıyan ne oldu? Güzellik mi yetenek mi?
Dışarı çıkıp bakarsanız etrafınıza çok güzel kadınlar, çok yetenekli insanlar var. O yüzden bu soru bir paradoks bence.
Zümrüdü Anka'nın kadrosuna nasıl dahil oldun?
İsteyerek, çok istedim... Bir şeyi çok isterseniz ve inanırsanız oluyor.
Zümrüt nasıl bir kadın, biraz anlatır mısın? Sen Ceren olarak neler kattın ona, o sana neler kattı?
Zümrüt, naif, güçlü, duyarlı, vicdanlı, akıllı, gururlu bir kadın. Ben Zümrüt’le bütün hissediyorum artık kendimi, hatta senaryo geldiğinde Zümrüt’e ait olmadığını düşündüğüm bir cümle görünce sinirleniyorum “hayır Zümrüt böyle söylemez, böyle düşünmez” diye karakterime sahip çıkıyorum. Zümrüt bana ne kattı derseniz kesinlikle sabır derim. Sabırlı olmayı bana Zümrüt öğretti.
En çok hangi sahnenin çekimlerinde zorlandın?
Tabi ki ilk teaser çekimimiz hayatımın sahnesiydi. Yüzüm mosmor olmuştu soğuktan. Tül bir gelinlikle, eksi derecelerde aşk vadisinin ortasındaydık. Fanlar üzerime soğuk hava üflüyordu rüzgarla sahneye efekt vermek için. Çekimler sabah 5 civarında bitmişti, otele gidip 1 saat sıcak su altında ağladım. Bütün bunların üzerine teaserdan sonra bu çirkin kızı nerden buldunuz diyen bir kitleyle karşılaştım. Bazen soğuktan dilimizin dönmediği durumlar oluyor ve insanlar çok acımasızca ne şartlarda çekim yaptığımızı bilmeden yargıda bulunuyorlar.
En çok nasıl bir karaktere hayat vermek istersin?
Karanlık bir çağ yaşanıyorken durumu değiştirmek için mücadele eden, bulunduğu devirden daha ileride fikirleri olan ve bu fikirleri uğruna savaşabilen bir karakteri canlandırmak isterdim.
Peki, kırmızı çizgilerin var mı? Asla oynamam, yapmam dediğin...
Hayat bana asla dememeyi öğretti ve bu halimden çok memnunum. Yargılar ve aslalardan uzak yaşıyorum. Bugün fikrimi sorarsanız komedi çekmek istemem diyebilirim ama asla çekmem demem.
Motivasyonunu ne sağlıyor en çok mesleğine dair?
Motivasyonumu sağlayan tek şey benim. Ben beğenirsem, ben seversem, ben memnun olursam motivasyonum yüksek oluyor. Zor beğenen bir insan olduğum için önce kendimi kendime beğendirmem gerekiyor.
Bu kadar yoğun bir tempoyla çalışırken vücudunu ve ruhunu dinlendirmek için neler yapıyorsun, nasıl rahatlıyorsun?
Sabahları yoga yapıyorum ama ruhumu dinlendirmek için enerji terapileri alıyorum.
Ayakları üzerinde durabilen başarılı bir genç kadın olarak, hayalleri için adım atmak isteyip de cesaret edemeyen diğer kadınlara vermek istediğin mesaj var mı?
Kendinizi sevin ve yapabileceklerinize inanın hayat siz sever ve inanırsanız elinde altın bir tepsiyle size geliyor. Tecrübelerimden çıkarttığım sonuç bu:)
Şöhret, tanınırlık hayatında neleri değiştirdi?
Aslında bir şey değişmedi hayatımda sadece şu an pandemi döneminde olduğumuz için maskesiz bir şekilde fotoğraf çektirmek, çektirirken sarılmak isteyen insanlar oluyor geri çevirince hakaret edenlerle karşılaşıyorum bu beni çok üzüyor ve yoruyor. Onun dışında hiçbir etkisi olmadı benim hayatıma.
Modern estetik algısı ve günümüzdeki güzellik ölçüleri hakkında neler düşünüyorsun?
Göze güzel gelen her şey güzeldir. Estetiğe karşı değilim hatta yıllarca burnunu yaptırmayı düşünüp vazgeçmiş bir insanım ama estetikli olmamak için vazgeçmedim ya beğenmezsem geri dönüşü yok korkusuyla yaptıramadım açıkçası. O yüzden estetik konusunda katı değilim. Bazılarına çok yakışıyor abartılmadığı sürece tabi.
Güzel ve fit bir kadınsın. Var mı belli güzellik rutinin?
Rutin yaptığım hiçbir şey yok aslında rutin olan her şeyden sıkılıyorum çünkü. Benim hayatımın kendini tekrarlamaması lazım, tekrara düştüğümü hissettiğim anda sıkılıp bırakıyorum. Tek sırrım çok çalışıp, hiç yerimde durmamam.
Sporla aran nasıl?
Ağır sporlardan hiç hoşlanmıyorum. Düşük şeker hipoglisemi var bende istesem de yapmıyorum. Yoga, pilates, yüzme dışında spor yapmıyorum.
Modayı takip eder misin?
Evet fazlasıyla.. Ancak sırf moda diye sevmediğim çirkin bulduğum bir şeyi giymem.
Tarzını nasıl tanımlarsın?
Ruh halime göre değişiyor. Açıkcası o gün uyandığımda kendimi nasıl hissediyorsam tarzım da ona göre şekilleniyor.
Sosyal medyayı aktif kullanıyor musun?
Maalesef deniyorum ama beceremiyorum. Biliyorum fanlar bana çok kızıyor ama gerçekten telefonumu hiç elime almadan geçirdiğim günler oluyor.
Fanların en çok ne soruyor sana?
Ne yiyip ne içtiğimi, giydiğim kıyafetleri, özel hayatımda nasıl biri olduğumu, genel olarak beni merak ediyorlar aslında her şeyiyle Ceren nasıl biri? Bazıları anlıyor mesela çok iyi tanıyanlar var beni aralarında. Bazen şaşırıyorum üzgün olduğumda mesaj atıyorlar üzülmene dayanamıyoruz diye bir şiirin bir dizesinden, bir kitabın bir cümlesinden ne yaşadığımı anlıyorlar çok garip bir duygu.
Olumsuz yorumlara veya eleştirilere takılır mısın?
Eskiden çok üzülüyordum ama şimdi hiç bakmıyorum bile etkilenmiyorum da.
Sen nasıl hesapları takip etmekten hoşlanıyorsun?
Genelde psikoloji, felsefe ağırlıklı içerikleri takip ediyorum. Komik capsleri de çok seviyorum, inanılmaz moral yükseltiyorlar.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Pandemi dönemi hepimizin hayatını değiştirdi. Karantina süreci sana neler öğretti?
Her şeyi kendi kendine yapabilmeliymiş insan, kendi kendine yetebilmeliymiş onu farkettim ben.
Herkes aşkı kendine göre tanımlar, senin için aşkın tanımını sorsam...
Huzur sadece huzur benim için aşk.
Sence ilişkiler evlilikler neden artık yürümüyor? Nerede bozuluyor büyü?
Çünkü insanlar birbirilerinin hayatlarına çok fazla müdahale ediyorlar. Huzur vermek yerine durum acı vermeye dönüyor. Diyeceksiniz ki eskiden de böyle değil miydi? Eskiden de böyleydi ama insanlar birbirlerine tahammül etmek zorunda hissediyorlardı kendilerini. “Elalem ne der, aman boşandı demesinler, aman şimdi düzenimi bozmayayım, ailem izin vermez, çocuklarım n’apar? Yalnız kalırsam n’aparım? maddi özgürlüğüm yok nasıl geçinirim?” gibi kaygıları vardı insanların. Artık kimse kimseye tahammül etmek istemiyor önce kendini düşünüyor.
Kariyerinde ulaşmak istediğin hedef ne? Herkes tarafından tanınan ve hatırlanacak bir oyuncu olmak mı yoksa seni tatmin olmuş hissettirecek noktaya ulaşmak mı?
Beni tatmin olmuş hissettirecek noktaya ulaşmak tabii ki.
On yıl sonra kendini nasıl bir hayatın içinde hayal ediyorsun?
Hayallerimi söylemekten yana değilim gerçekleşene kadar, hayallerim bende kalmalılar bence...
Tek başına en çok ne yapmaktan keyif alırsın?
Bilmediğim bir şehrin sokaklarında kaybolmayı çok seviyorum.
En büyük sevgi göstergesi...
Samimiyet
Şu ana kadar aldığın en iyi tavsiye...
İstemeyi öğren, istemezsen ne istediğini bilemezler.
Tarihte şahit olmak istediğin bir olay var mı?
Geçmişle ilgilenmiyorum açıkçası, ama gelecekte şahit olmak istediğim çok olay var.
Mesela kadınlara dokunmayı bırakın, gözünden sakınan adamların olduğu bir dünya...
En son okuduğun kitap: Zero Limit (joe Vitale)
Herkese tavsiye ettiğin kitap: Hermann Hesse (Knulp) en sevdiğim kitaptır.
En çok kullandığın kelime: Neden
Tüm zamanların en iyi filmi: Incendies ( İçimdeki Yangın)
Son zamanlarda seni en çok etkileyen film: A Twelve Years Night (12 Yıllık Gece)
Sevdiğin ve takip ettiğin diziler: Sense8, Dark, Freud, The Affair, Messiah, You, What If, Orange is The New Black, La Casa De Papel son yıllarda severek izlediklerim bunlar ama gelmiş geçmiş en sevdiğim diziler; Friends ve Breaking Bad .
Son zamanlarda en çok dinlediğin müzisyen / şarkı: Sam Smith - I’m not the only one
Her dinlediğinde sana güzel şeyler hatırlatan bir şarkı...
Gariptir ama Ayşecik film müziği vardır. (Hayat sevince güzel sevince tatlı günler) diye bu parça hep modumu yükseltir, kendimi iyi hissettirir bana.
Hayat motton...
Bundan daha iyi nasıl olur?
RÖPORTAJ; ZİŞAN SEÇKİN
FOTOĞRAF; KÜRŞAT ACAR
STYLİNG; SEDA SOLMAZ
MAKYAJ; DİLEK PEKER
SAÇ; İSMAİL ACAR