PANDEMİ nedeniyle kısa süreli kayıpların yaşandığı Antalya OSB'de üretim günden güne artsa da Antalya OSB Gündüz Bakımevi, eski neşesini yakalayamıyor. Pandemi nedeniyle kapasitesinde yüzde 75'lere varan kayıp yaşanan gündüz bakımevinde, çocuk cıvıltıları eskisi kadar yankılanamıyor. Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, okul öncesi eğitim sektörünün yaşadığı büyük kayba dikkat çekerek sektörün 2 yıl ödemesiz- 5 yıl vadeli krediler ile desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Koronavirüs pandemisi, okul öncesi eğitim sektöründe telafisi güç sorunlara neden oldu. Yüzde 70'lere varan kayıplar yaşayan kreş, gündüz bakımevi ve çocuk kulübü işletmecileri, salgının sektördeki yıkıcı etkisinin en az 2 yıl daha süreceğini ve hiçbir işletmenin bu kadar uzun süre dayanacak gücü bulunmadığını ifade etti. Çoğunlukla Antalya Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikalarda çalışanların çocuklarına hizmet veren Antalya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Gündüz Bakımevi de pandemiden önemli ölçüde etkilendi. Gündüz bakımevindeki öğrenci sayısının yüzde 75 oranında azaldığını aktaran Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, "Pandemi ile birlikte çok sayıda kreşin kapanma noktasına geldiğini, devren satılık kreş sayısında ciddi artışlar olduğunu üzülerek öğrendim. Okul öncesi eğitim kurumlarımızın pandemiye kurban gitmesine seyirci kalmamalıyız. Sektöre gereken desteğin sağlanması için elimizden geleni yapmalıyız" dedi.
2 YIL ÖDEMESİZ 5 YIL VADE
Sektördeki KDV oranının yüzde 1 düşürülmesinin olumlu bir gelişme olduğunu, ancak yetersiz kaldığını ifade eden Başkan Bahar, "Okul öncesi eğitim kurumlarımızı pandemi sona erinceye kadar ayakta tutacak bir yol haritası oluşturulmalı ve her işletmeye kapasitesine göre destek sağlanmalıdır. Destek paketleri düşük faizli, en az 2 yıl ödemesiz ve 5 yıl vadeli olacak şekilde planlanmalıdır. Bu 2 senelik süre boyunca da vergi ve prim ödemelerinden muaf tutulup 5 seneye varan ödeme seçenekleri ile yapılandırılmalıdır. Aksi takdirde sektörün pandemiyi kayıpsız atlatması pek mümkün gözükmemektedir" dedi.
MALİYETLER ÇOK YÜKSEK
Kreş işletmeciliğinin oldukça yüksek maliyetli olduğuna dikkat çeken Başkan Bahar, "Pandemi nedeniyle sınıfların kapasitesi yüzde 50 oranında azaltıldı. Bu kayba, pandemi nedeniyle çocuğunu kreşe göndermekten vazgeçen aileler de eklenince sektörün kaybı yüzde 70'lere ulaştı. Şu an sadece anne-babası çalışan çocuklar, biraz da başka alternatif olmadığı için kreşe gönderiliyor. Bu kapasite, kreş gibi yüksek maliyetleri bulunan bir işletmenin ayakta kalmasını sağlayamaz. Kreşler geniş alanlara ve yüksek sayıda kaliteli personele ihtiyaç duyduğundan çok ciddi bir kira ve personel gideri ile karşı karşıya. Yüzde 30'luk potansiyel, bu gideri sübvanse edemez. Ayrıca kısa çalışma ödeneğinden yararlanan kıymetli öğretmenlerimiz de durumlarından pek memnun değil. Onlara canımızın bir parçasını emanet ettiğimizi düşünürsek daha iyi şartlara sahip olmaları için çaba sarf etmeliyiz" şeklinde konuştu.
ÇOCUKLARIN HATRINA
Ekonomik kaygıların halk sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çeken Başkan Bahar, şöyle konuştu:
"Kapanma korkusu nedeniyle bünyesindeki pozitif vakaları gizlemeye kalkan, izolasyon ve karantina süreçlerini gerektiği şekilde uygulamayan bir işletme, hem ailelerin hem de çalışanlarının sağlığını tehlikeye atacaktır. Buna çok dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca kreşler kapanma noktasına gelirse bu domino taşı etkisi yaratacak, özellikle çalışan anneler zor durumda kalacağı için, hemen her sektör bu durumdan olumsuz etkilenecektir. İstihdamı, çalışan anne ve babaları ama özellikle de çocuklarımızı düşünmek zorunayız. Onların kendilerini değerli hissetmelerini sağlamakla mükellefiz. Çalışmak zorunda olan anne-babanın yaşayacağı stres ve zorlukların, çocuklarımızda üzüntü ya da travmalara neden olmasını engellemeliyiz. Okul öncesi eğitim, çocukların gelecekteki başarılarında önemli bir rol oynamaktadır. Ekonomik kaygılar nedeniyle onları kaliteli eğitimden mahrum bırakamayız. Pandemi ilk bakışta, okul öncesi eğitim sektöründe ekonomik krize neden oldu gibi algılansa da bu alanda yaşanacak her olumsuzluk hem iş hayatında hem sosyal hayatta, hem geleceğimiz açısından çok ciddi sorunlara gebedir. Sektörün ihtiyaç duyduğu destekler, çocuklarımızın hatrına ivedilikle sağlanmalıdır."
Koronavirüs pandemisi, okul öncesi eğitim sektöründe telafisi güç sorunlara neden oldu. Yüzde 70'lere varan kayıplar yaşayan kreş, gündüz bakımevi ve çocuk kulübü işletmecileri, salgının sektördeki yıkıcı etkisinin en az 2 yıl daha süreceğini ve hiçbir işletmenin bu kadar uzun süre dayanacak gücü bulunmadığını ifade etti. Çoğunlukla Antalya Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikalarda çalışanların çocuklarına hizmet veren Antalya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Gündüz Bakımevi de pandemiden önemli ölçüde etkilendi. Gündüz bakımevindeki öğrenci sayısının yüzde 75 oranında azaldığını aktaran Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, "Pandemi ile birlikte çok sayıda kreşin kapanma noktasına geldiğini, devren satılık kreş sayısında ciddi artışlar olduğunu üzülerek öğrendim. Okul öncesi eğitim kurumlarımızın pandemiye kurban gitmesine seyirci kalmamalıyız. Sektöre gereken desteğin sağlanması için elimizden geleni yapmalıyız" dedi.
2 YIL ÖDEMESİZ 5 YIL VADE
Sektördeki KDV oranının yüzde 1 düşürülmesinin olumlu bir gelişme olduğunu, ancak yetersiz kaldığını ifade eden Başkan Bahar, "Okul öncesi eğitim kurumlarımızı pandemi sona erinceye kadar ayakta tutacak bir yol haritası oluşturulmalı ve her işletmeye kapasitesine göre destek sağlanmalıdır. Destek paketleri düşük faizli, en az 2 yıl ödemesiz ve 5 yıl vadeli olacak şekilde planlanmalıdır. Bu 2 senelik süre boyunca da vergi ve prim ödemelerinden muaf tutulup 5 seneye varan ödeme seçenekleri ile yapılandırılmalıdır. Aksi takdirde sektörün pandemiyi kayıpsız atlatması pek mümkün gözükmemektedir" dedi.
MALİYETLER ÇOK YÜKSEK
Kreş işletmeciliğinin oldukça yüksek maliyetli olduğuna dikkat çeken Başkan Bahar, "Pandemi nedeniyle sınıfların kapasitesi yüzde 50 oranında azaltıldı. Bu kayba, pandemi nedeniyle çocuğunu kreşe göndermekten vazgeçen aileler de eklenince sektörün kaybı yüzde 70'lere ulaştı. Şu an sadece anne-babası çalışan çocuklar, biraz da başka alternatif olmadığı için kreşe gönderiliyor. Bu kapasite, kreş gibi yüksek maliyetleri bulunan bir işletmenin ayakta kalmasını sağlayamaz. Kreşler geniş alanlara ve yüksek sayıda kaliteli personele ihtiyaç duyduğundan çok ciddi bir kira ve personel gideri ile karşı karşıya. Yüzde 30'luk potansiyel, bu gideri sübvanse edemez. Ayrıca kısa çalışma ödeneğinden yararlanan kıymetli öğretmenlerimiz de durumlarından pek memnun değil. Onlara canımızın bir parçasını emanet ettiğimizi düşünürsek daha iyi şartlara sahip olmaları için çaba sarf etmeliyiz" şeklinde konuştu.
ÇOCUKLARIN HATRINA
Ekonomik kaygıların halk sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceğine dikkat çeken Başkan Bahar, şöyle konuştu:
"Kapanma korkusu nedeniyle bünyesindeki pozitif vakaları gizlemeye kalkan, izolasyon ve karantina süreçlerini gerektiği şekilde uygulamayan bir işletme, hem ailelerin hem de çalışanlarının sağlığını tehlikeye atacaktır. Buna çok dikkat edilmesi gerekir. Ayrıca kreşler kapanma noktasına gelirse bu domino taşı etkisi yaratacak, özellikle çalışan anneler zor durumda kalacağı için, hemen her sektör bu durumdan olumsuz etkilenecektir. İstihdamı, çalışan anne ve babaları ama özellikle de çocuklarımızı düşünmek zorunayız. Onların kendilerini değerli hissetmelerini sağlamakla mükellefiz. Çalışmak zorunda olan anne-babanın yaşayacağı stres ve zorlukların, çocuklarımızda üzüntü ya da travmalara neden olmasını engellemeliyiz. Okul öncesi eğitim, çocukların gelecekteki başarılarında önemli bir rol oynamaktadır. Ekonomik kaygılar nedeniyle onları kaliteli eğitimden mahrum bırakamayız. Pandemi ilk bakışta, okul öncesi eğitim sektöründe ekonomik krize neden oldu gibi algılansa da bu alanda yaşanacak her olumsuzluk hem iş hayatında hem sosyal hayatta, hem geleceğimiz açısından çok ciddi sorunlara gebedir. Sektörün ihtiyaç duyduğu destekler, çocuklarımızın hatrına ivedilikle sağlanmalıdır."