Bilge Hukuk Bürosu, Uluslararası Hukuk ve Türk Hukuku alanlarında yerli ve yabancı müvekkillerine Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık hizmeti vermektedir. Bilge Hukuk Bürosu’nda müvekkil odaklı yaklaşım ve mesleki sorumluluk bilinciyle temsil edilen müvekkillerine yüksek kalitede hukuk hizmeti sunmaktadır. Bu konuda başarılı Avukat Bilge Kağan Konyalıgil ise merak edilenleri siz değerli okuyucularımız için cevapladı…
Avukatlık mesleğini seçmenizin nedeni nedir?
Ülkemizin gelişen ve değişen demografik yapısının yanında, sosyal kültürel ve ekonomik alanda ki değişimler ile bu değişimlerin bireyleri ilgilendirdiği kadar hukuku da ilgilendiriyor olması ayrıca hukukun bir ülkenin yapısını ve temelini oluşturduğunu düşündüğüm için ve bu temelde aktif bir şekilde olmak istemem sebebiyle bu mesleği seçtim.
Dava açmak için avukata neden ihtiyaç duyuluyor? Adaletin sağlanmasında avukatın ne gibi rolleri vardır?
Tarihsel tecrübeler temelindeki bütün yasama faaliyetleri gelecekteki davalarda doğru/haklı kararın ne olacağını önceden belirlemeye uğraşır. Ancak yasa koruyucu (hayatın karmaşıklığından) bütün olasılıkları ön göremez bu durumda savunma hakkının temsilcisi avukatlar devreye girer. Soruşturma, kovuşturma ve yargılama sürecinde yapılan savunma görevi dava sonucunu ve haliyle adaleti doğrudan etkilemektedir. Adli işlemlerin basamaklarını ve aşamalarını bilen avukatlar hukukun ve adaletin işleyişinde bizzat ve önemli bir rol oynarlar. Bu sebeple hukuki bir işlemde avukat tutmanın zaruri olduğu düşüncesindeyim.
Ülkemizde hukuk alanında yapılan kolaylaştırıcı değişimler oldu mu?
Son dönemlerde yargı paketlerinde davaların hızlı bitmesi için süreler ön görülüp hedef süre formları dava sonrası muhataplara tebliğ edilmeye başlandı. Aynı zamanda arabuluculuk, uzlaşma iş ve işlemleri de davaların erken bitmesi ve iş yükünü azaltmak için atılan kolaylaştırıcı adımlardan oldu. Sigorta şirketlerine yönelik olarak gerçekleşen uyuşmazlıklarda da sigorta tahkim komisyonlarının etkili bir biçimde sürecin hızlı sonuçlanmasında etkili oluyor.
Bu mesleğin iyi ve kötü yönleri var mı?
İnsanlara yardımcı olabilmenin verdiği mutluluğun yanı sıra kendini sürekli geliştirme fırsatı bulmayı ve çok yönlü düşünmeyi sağlamasını mesleğin iyi yönlerinden sayabilirim.
Son zamanlarda meslektaşlarımızdan duyduğumuz ve haberlerde gördüğümüz kadarıyla bu meslekte üstlendiğimiz dosyanın asli tarafı olarak görülmemiz hukuki ve kanuni anlamda o davaya taraf olduğumuzun unutulması ve sonucunda üzücü sonuçların yaşandığını görmeği mesleğin olumsuz yönlerinden sayabilirim. Ancak bu olumsuz durumların zamanla ve eğitimle düzeleceğine de inanıyorum.
Psikolojik olarak davalardan etkilendiğiniz oldu mu?
Bu konuda profesyonel düşünmekteyim. Aldığım dava dosyalarını duyguların etkisinde kalmadan ve kişiselleştirmeden yürütmeyi daha uygun görüyorum.

Hukukta ihtisaslaşma nedir? Hukuk Büronuzda ihtisaslaşmaya önem veriyor musunuz? Türkiye’deki ihtisaslaşma durumundan biraz bahseder misiniz?
Avukatlık mesleğinde ülkemizde resmi olarak ihtisaslaşma yoktur. Türkiye’de hukuk fakültesini bitiren bir insan hukukun bütün dallarını bilerek mesleğe atılır. Hukuk somut iradenin mantıksal niteliğidir bu bağlamda ele alındığında hukuk bilgi açısından oldukça zengindir. Resmiyette ihtisaslaşma olmamasına rağmen meslektaşlarımızın yöneldiği ve uzmanlaştığı alanlar olmaktadır. Profesyonel yaklaşımda ekipleşmenin ve kurumsallaşmanın olması gerektiği kanaatindeyim.
Bilge Hukuk Bürosu olarak Uluslararası Hukuk ve Türk Hukuku alanlarında yerli ve yabancı müvekkillerimize Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Hukuk büromuzda müvekkil odaklı yaklaşımımız ve mesleki sorumluluk bilincimizle temsil ettiğimiz müvekkillerimize yüksek kalitede hukuk hizmeti vermekteyiz. Sürekli olarak gelişen ve değişen dünyaya ayak uyduran, araştırmacı, Hukuk alanlarında gerekli her türlü doküman, program ve bilgiye sahip olma prensibiyle uzman kadromuzla Ticaret Hukuku, Ceza Hukuku, Aile Hukuku, İcra Hukuku, Vergi ve İdare Hukuku davalarına bakmaktayız. Karmaşık görünen hukuki konularda yaratıcı ve akılcı çözüm odaklı danışmanlarımız ile etik ilkelerine bağlı kalarak profesyonel hukuk hizmeti sunmaktayız.
Türkiye’deki adalet sistemini nasıl değerlendirirsiniz?
Yargı topluma adalet hizmeti sunmalıdır. Bu hizmetin nitelikli biçimde sunulması da devletin görevidir. Yasalar ve yasa yapım süreci nitelikli olmalıdır. Nitelikli yargı hizmetinden yararlanmak her bireyin hakkıdır. Türkiye gelişen ve değişen bir ülkedir. Aynı zamanda yargısal hizmet talebinin yoğun olduğu bir ülkedir. Bu durum yargıç ve savcıların iş yükünü arttırmakta aynı zamanda hizmet süresinin uzamasına yol açmaktadır. Son dönemde yargının verimliliğini arttırmak amacıyla gerçekleştirilen kimi değişiklikleri başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Ama gelişen ve değişen bu düzende daha köklü yeniliklerin olması gerektiği kanaatindeyim. Bu konudaki fikirlerimi detaylı olarak www.bilge-hukuk.com.tr ‘de paylaşmayı planlıyorum.
Türkiye’de adli yargı süreci nasıl işler?
Türkiye’de yargı, yasama ve yürütme kuvvetlerinin yanında yer alan üç kuvvetten biridir ve Türk Milleti adına yargı, bağımsız mahkemelerce, yargısal faaliyet ise bağımsız hakimlerce uygulanır. Adli yargı, diğer yargı kolları dışında kalan tüm yargısal faaliyetleri kapsar ve en yüksek mahkemesi Yargıtay’dır. Adli yargı da kendi arasında ceza yargısı ve medeni yargı olarak ikiye ayrılır. Ceza yargısı alanındaki genel mahkemeler ağır ceza, asliye ceza ve sulh ceza mahkemeleridir. Sulh Ceza Mahkemeleri 5271 sayılı Ceza muhakemesi Kanunu'na göre yapılan bazı soruşturma işlemleri ile bu işlemlere yapılan itirazlar ve idari nitelikte bazı işlemlere itirazları inceleyen bir hakimlik/mahkeme olarak görev yapmaktadır. Ağır ceza ve asliye ceza suçun niteliği ve konusuna göre görev dağılımı yaparak yargılama yaparlar. Bu mahkemelerin kararları ise bölge adliye mahkemeleri adı altında istinaf mahkemelerinin incelemektedir. Bu kanun yolu, davanın taraflarına yerel mahkeme kararının yeniden incelenmesi, kontrol edilmesi ve gerekiyorsa değiştirilmesi için tanınmış bir başvuru yoludur. Bu alandaki son derece mahkemesi Yargıtay ceza daireleridir. Medeni yargı alanındaki genel mahkemeler de sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleridir. Medeni yargıda da kanun yolu olarak bölge adliye mahkemeleri bulunmakta bunlarda aynı ceza mahkemelerin de olduğu gibi kararının yeniden incelenmesi, kontrol edilmesi ve gerekiyorsa değiştirilmesi için başvurulan bir yoldur, son derece mahkemesi de Yargıtay hukuk daireleridir. Bütün bunların yanında özel mahkemeler de mevcuttur, asliye ticaret mahkemesi, iş mahkemeleri, aile mahkemeleri, çocuk mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, deniz ihtisas mahkemeleri, Fikri ve sınai haklar mahkemeleri gibi. Bu özel mahkemelerin ise hukukta uzmanlaşma açısından olumlu sonuçlar doğurduğu görüşündeyim.
Hukuk fakültesinde okuyan öğrencilere meslekle ilgili ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Hukuk alanı iyi bir okuyucu olmanın dışında iyi bir iletişim gerektirir. Bu konuda kendinizi geliştirecek çalışmalara ve kurslara katılın. Araştırma yapmaya ve araştırmacı olmaya şimdiden hazırlanın. Hukuk eğitimini derslerinizde iyi öğrenin son olarak kendinizi iyi tanıyın ne olmak ve ne yapmak istediğinizi bilip amacınıza uygun hareket edin.
Herkese başarılı, aydın bir gelecek diliyorum.
Avukatlık mesleğini seçmenizin nedeni nedir?
Ülkemizin gelişen ve değişen demografik yapısının yanında, sosyal kültürel ve ekonomik alanda ki değişimler ile bu değişimlerin bireyleri ilgilendirdiği kadar hukuku da ilgilendiriyor olması ayrıca hukukun bir ülkenin yapısını ve temelini oluşturduğunu düşündüğüm için ve bu temelde aktif bir şekilde olmak istemem sebebiyle bu mesleği seçtim.

Dava açmak için avukata neden ihtiyaç duyuluyor? Adaletin sağlanmasında avukatın ne gibi rolleri vardır?
Tarihsel tecrübeler temelindeki bütün yasama faaliyetleri gelecekteki davalarda doğru/haklı kararın ne olacağını önceden belirlemeye uğraşır. Ancak yasa koruyucu (hayatın karmaşıklığından) bütün olasılıkları ön göremez bu durumda savunma hakkının temsilcisi avukatlar devreye girer. Soruşturma, kovuşturma ve yargılama sürecinde yapılan savunma görevi dava sonucunu ve haliyle adaleti doğrudan etkilemektedir. Adli işlemlerin basamaklarını ve aşamalarını bilen avukatlar hukukun ve adaletin işleyişinde bizzat ve önemli bir rol oynarlar. Bu sebeple hukuki bir işlemde avukat tutmanın zaruri olduğu düşüncesindeyim.
Ülkemizde hukuk alanında yapılan kolaylaştırıcı değişimler oldu mu?
Son dönemlerde yargı paketlerinde davaların hızlı bitmesi için süreler ön görülüp hedef süre formları dava sonrası muhataplara tebliğ edilmeye başlandı. Aynı zamanda arabuluculuk, uzlaşma iş ve işlemleri de davaların erken bitmesi ve iş yükünü azaltmak için atılan kolaylaştırıcı adımlardan oldu. Sigorta şirketlerine yönelik olarak gerçekleşen uyuşmazlıklarda da sigorta tahkim komisyonlarının etkili bir biçimde sürecin hızlı sonuçlanmasında etkili oluyor.
Bu mesleğin iyi ve kötü yönleri var mı?
İnsanlara yardımcı olabilmenin verdiği mutluluğun yanı sıra kendini sürekli geliştirme fırsatı bulmayı ve çok yönlü düşünmeyi sağlamasını mesleğin iyi yönlerinden sayabilirim.
Son zamanlarda meslektaşlarımızdan duyduğumuz ve haberlerde gördüğümüz kadarıyla bu meslekte üstlendiğimiz dosyanın asli tarafı olarak görülmemiz hukuki ve kanuni anlamda o davaya taraf olduğumuzun unutulması ve sonucunda üzücü sonuçların yaşandığını görmeği mesleğin olumsuz yönlerinden sayabilirim. Ancak bu olumsuz durumların zamanla ve eğitimle düzeleceğine de inanıyorum.
Psikolojik olarak davalardan etkilendiğiniz oldu mu?
Bu konuda profesyonel düşünmekteyim. Aldığım dava dosyalarını duyguların etkisinde kalmadan ve kişiselleştirmeden yürütmeyi daha uygun görüyorum.

Hukukta ihtisaslaşma nedir? Hukuk Büronuzda ihtisaslaşmaya önem veriyor musunuz? Türkiye’deki ihtisaslaşma durumundan biraz bahseder misiniz?
Avukatlık mesleğinde ülkemizde resmi olarak ihtisaslaşma yoktur. Türkiye’de hukuk fakültesini bitiren bir insan hukukun bütün dallarını bilerek mesleğe atılır. Hukuk somut iradenin mantıksal niteliğidir bu bağlamda ele alındığında hukuk bilgi açısından oldukça zengindir. Resmiyette ihtisaslaşma olmamasına rağmen meslektaşlarımızın yöneldiği ve uzmanlaştığı alanlar olmaktadır. Profesyonel yaklaşımda ekipleşmenin ve kurumsallaşmanın olması gerektiği kanaatindeyim.
Bilge Hukuk Bürosu olarak Uluslararası Hukuk ve Türk Hukuku alanlarında yerli ve yabancı müvekkillerimize Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Hukuk büromuzda müvekkil odaklı yaklaşımımız ve mesleki sorumluluk bilincimizle temsil ettiğimiz müvekkillerimize yüksek kalitede hukuk hizmeti vermekteyiz. Sürekli olarak gelişen ve değişen dünyaya ayak uyduran, araştırmacı, Hukuk alanlarında gerekli her türlü doküman, program ve bilgiye sahip olma prensibiyle uzman kadromuzla Ticaret Hukuku, Ceza Hukuku, Aile Hukuku, İcra Hukuku, Vergi ve İdare Hukuku davalarına bakmaktayız. Karmaşık görünen hukuki konularda yaratıcı ve akılcı çözüm odaklı danışmanlarımız ile etik ilkelerine bağlı kalarak profesyonel hukuk hizmeti sunmaktayız.
Türkiye’deki adalet sistemini nasıl değerlendirirsiniz?
Yargı topluma adalet hizmeti sunmalıdır. Bu hizmetin nitelikli biçimde sunulması da devletin görevidir. Yasalar ve yasa yapım süreci nitelikli olmalıdır. Nitelikli yargı hizmetinden yararlanmak her bireyin hakkıdır. Türkiye gelişen ve değişen bir ülkedir. Aynı zamanda yargısal hizmet talebinin yoğun olduğu bir ülkedir. Bu durum yargıç ve savcıların iş yükünü arttırmakta aynı zamanda hizmet süresinin uzamasına yol açmaktadır. Son dönemde yargının verimliliğini arttırmak amacıyla gerçekleştirilen kimi değişiklikleri başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Ama gelişen ve değişen bu düzende daha köklü yeniliklerin olması gerektiği kanaatindeyim. Bu konudaki fikirlerimi detaylı olarak www.bilge-hukuk.com.tr ‘de paylaşmayı planlıyorum.
Türkiye’de adli yargı süreci nasıl işler?
Türkiye’de yargı, yasama ve yürütme kuvvetlerinin yanında yer alan üç kuvvetten biridir ve Türk Milleti adına yargı, bağımsız mahkemelerce, yargısal faaliyet ise bağımsız hakimlerce uygulanır. Adli yargı, diğer yargı kolları dışında kalan tüm yargısal faaliyetleri kapsar ve en yüksek mahkemesi Yargıtay’dır. Adli yargı da kendi arasında ceza yargısı ve medeni yargı olarak ikiye ayrılır. Ceza yargısı alanındaki genel mahkemeler ağır ceza, asliye ceza ve sulh ceza mahkemeleridir. Sulh Ceza Mahkemeleri 5271 sayılı Ceza muhakemesi Kanunu'na göre yapılan bazı soruşturma işlemleri ile bu işlemlere yapılan itirazlar ve idari nitelikte bazı işlemlere itirazları inceleyen bir hakimlik/mahkeme olarak görev yapmaktadır. Ağır ceza ve asliye ceza suçun niteliği ve konusuna göre görev dağılımı yaparak yargılama yaparlar. Bu mahkemelerin kararları ise bölge adliye mahkemeleri adı altında istinaf mahkemelerinin incelemektedir. Bu kanun yolu, davanın taraflarına yerel mahkeme kararının yeniden incelenmesi, kontrol edilmesi ve gerekiyorsa değiştirilmesi için tanınmış bir başvuru yoludur. Bu alandaki son derece mahkemesi Yargıtay ceza daireleridir. Medeni yargı alanındaki genel mahkemeler de sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleridir. Medeni yargıda da kanun yolu olarak bölge adliye mahkemeleri bulunmakta bunlarda aynı ceza mahkemelerin de olduğu gibi kararının yeniden incelenmesi, kontrol edilmesi ve gerekiyorsa değiştirilmesi için başvurulan bir yoldur, son derece mahkemesi de Yargıtay hukuk daireleridir. Bütün bunların yanında özel mahkemeler de mevcuttur, asliye ticaret mahkemesi, iş mahkemeleri, aile mahkemeleri, çocuk mahkemeleri, tüketici mahkemeleri, deniz ihtisas mahkemeleri, Fikri ve sınai haklar mahkemeleri gibi. Bu özel mahkemelerin ise hukukta uzmanlaşma açısından olumlu sonuçlar doğurduğu görüşündeyim.
Hukuk fakültesinde okuyan öğrencilere meslekle ilgili ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Hukuk alanı iyi bir okuyucu olmanın dışında iyi bir iletişim gerektirir. Bu konuda kendinizi geliştirecek çalışmalara ve kurslara katılın. Araştırma yapmaya ve araştırmacı olmaya şimdiden hazırlanın. Hukuk eğitimini derslerinizde iyi öğrenin son olarak kendinizi iyi tanıyın ne olmak ve ne yapmak istediğinizi bilip amacınıza uygun hareket edin.
Herkese başarılı, aydın bir gelecek diliyorum.
